~SERSERİ~16

2K 70 8
                                    

"Bir başlık atıyoruz, yükseltgenme basamağı"

"Ah, kimya dersinden biri beni çıkarıp alsın."

"Al benden de o kadar."

"Yazdıysak, tanım kısmına geçelim. Bir atomun değerlik elektronlarını kullanarak(alış veriş ya da ortaklaşma şeklinde) yapmış olduğu bileşiğinde aldığı elektriksel yüke yükseltgenme basamağı denir."

"Hidrojen doğada diatomik moleküler halde bulunabilir. Ancak bu durumda herhangi net bir yüke sahip değildir. Yani proton sayısı elektron sayısına eşittir. Ametal özellikte olan hidrojen atomu örneğin sodyum (Na) elementi ile yaptığı bileşiğinde bir elektron alarak -1 yük değerine sahip olurken bir ametal olan klor (Cl) elementi ile yaptığı bileşikte 1 elektron vererek +1 yük değerini alır. Görüldüğü gibi bir elementin alacağı değerliği karşısındaki kimyasal tür belirlemektedir."

"Ellerim koptu yazmaktan, sen devam et. Bir ara ben senden alır yazarım." Diyen Dilara'ya göz devirdim. Benim kaçırdığım ilk ders yazdıklarının çeyreğini anca yazmıştım, şimdi onun da ikinci dersten kaybı olacaktı. Herneyse ikimizde bir şekilde tamamlayacaktık sonuçta. Kafama takmayıp hocanın dediklerini not etmeye devam ettim.

^^^
"Şu ders programına bak ya, ilk ders kimya sonra matematik sonra biyoloji ve fizik? Ah hangi aptal hocalar hazırladıysa artık. Resim müzik falan koyamamışlar mı?"Dilara ile söylene söylene kantine gelmiş, kahveyi almış bir yerde oturup konuşuyorduk.
"Yarın değil mi müzik dersi?"

"Öyle ama bugün olsa hiç fena olmazdı."

"Sen resim grubunda değil misin?"

"Öyleyim, müzik hocası 9sınıftan beri bizimle, resim hocası 10 sınıfta geldi. 9sınıftayken bir kadın ile beraber giriyorlardı derse. Kadın resim ile alakalı bir şey bilmiyordu resim öğretmeni değildi anlayacağın. O yüzden başıboştuk. Bende o sıralarda genelde resim yapıyordum. 10sınıfta da yapıyordum fakat çokta boş kalmadığımız için pek yapmıyordum. Müzik hocası resim çizdiğimi bildiği için beni gruba almamıştı. O yüzden hala resimdeyim"

"Güzelmiş"

"Kahveleri bitirdiğimize göre artık çıkalım mı?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp, elimizde ki kağıt bardakları çöpe atıp merdivenlerden yukarı çıktık. Onur'dan hala haber yoktu. Kaç günden beri çocuk ortalıklarda yoktu. Öğretmenler sadece izinli olduğundan haberdarlardı. Kaybolduğunu sadece sınıftan Ateş ve arkadaşları ve biz biliyorduk.

"Ders matematik."

"Ah, sanırım şimdi de uyuyacağım."

"Uyumak yok. Kalk not al."

"Çok fenasın ama."

^^

Eve gelmiştim, deli gibi uykum vardı. Üstüme pijamalarımı geçirip telefonum ile yatağa geçtim. Yarın matematikten küçük bir sınav olacaktık ve ben Ateş ile iddiaya girmiştik. Kazanacağıma emindim, Ateş'i matematiğe çalıştıran bendim ve bu yaklaşık bir hafta kadar önceydi. Eminim ki daha dün ne yemek yediğini bile hatırlamıyordur. Kendisi kaşınmıştı. İddiayı kaybeden köle falan olur gibisinden bir şeyler söyledi. Bana göre hava hoştu. Nasıl olsa onu yenecektim. Zaten küçük bir sınav olacaktı ve sadece bugün işlenen konuyla bir önce ki konu çıkacaktı. Bu yüzden şanslıydım. Küçük bir tekrar ve biraz soru çözümü ile iyi pekişeceğine emindim. Yarın ki yüzünü görmek için sabırsızlanıyordum.

~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin