Amcayı gönderdikten sonra kurtulamayışımıza bir güzel sevindik dostlarım. Sonra da keyifle yerimize oturup birbirimize bakıp güldük. Uzun süre keyifle oturduktan sonra Selim başa sarmak istedi."Eh madem başa sardık, hadi oyun oynayalım."
"İşin gücün oyun oynamak yemin ediyorum Selim."
İtiraf ediyorum, bu durumdan son derece memnundum ama onu terslemek de hoşuma gidiyordu. Böyle tatlıca dudaklarını büzmesi ve bir çocuk gibi omuzlarını silkelemesi görmeye değerdi. Eh ben de her fırsatta bu güzelliğin tadını çıkarıyorum.
"Ne var kızım, ne güzel işte. Valla ben seninle oyun oynarken, acayip mutlu oluyorum," dedi, sonra da göz kırpıp gülümsedi.
İçimden "İnşallah itirafın da oyun değildir deli çocuk!" diye geçirdim.
"Yok o değil," dedi.
"Ne?" Hızla gözlerimi açtım.
"Yok bir şey, hadi bir oyun söyle de oynayalım."
Düşündüm. Ve buldum.
"Bak şimdi, bir harf bulacağız sonra onunla alakalı hayvan, renk, kıyafet falan bulacağız. Olur mu?" diye sordum. En basiti ve aklıma ilk geleni buydu. Başlangıç için iyi bir oyun sayılırdı en azından.
"Olur, sen başla bakalım," dedi ve kollarını önünde bağlayıp bacak bacak üstüne attı.
"Tamam, ilk harfimiz S o halde. S harfi ile başlayan hayvan buluyoruz. Benimki Sırtlan."
Heyecanla ona bakarken "Sümüklü böcek," dedi. Gülümseyişim yavaşça gerildi. "Salyangoz desen?"
"Hayır," dedi başını iki yana sallayarak. "sümüklü böcek. Sümük önemli. Sümüklü olacak ve bir böcek olacak."
"Selim ya!"
"Devam edelim, rakipler birbirine müdahale etmesin lütfen."
"Pekala," deyip rengi söyledim.
"Sarı." O da söyledi."Sümük yeşili."
"Selim! Midem bulanıyor ama ya! Başka yeşil tonu mu kalmadı?"
"Rakipler birbirine karışmasın dedik, lütfen dedik!"
Gözlerimi devirip "O zaman harfi değiştiriyorum. B olsun. Beyaz." dedim.
"Balgam sarısı," dedi.
"Bukalemun."
"Balgamlı kertenkele."
"Harfi değiştiriyorum. K olsun. Karınca."
"Kusmuklu ayı."
"Kırmızı."
"Kusmuk turuncusu."
"Yeter be! Seninle oyun oynayanda kabahat zaten!"
"Ne kızım, dua et O harfini söylemedin," dedi umursamazca omuzlarını silkeleyerek.
"Bir o kaldı zaten. Söyledim farz et, ne diyecektin?" diye sordum.
"Mesela hayvana o..." dedi ağzı öylece kaldı.
"Neyse ya, çok da şey edip şansımı zorlamasam iyi olacak."Rahatça yere bağdaş kurdu dostlarım sonra da huzurla derin bir nefes alarak "Sevdim ben bu oyunu ya, valla insanın ufkunu açıyor he," diye mırıldandı. "Bir kere daha oynayalım mı ha ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEFERİK
RomanceHayal ve Selim tek kişilik ücret ödedikleri teleferikte mahsur kaldıklarında planları alt üst olur. Kurtarma ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen uzun süre aşağı inemeyen ikili için yapılacak pek fazla bir şey yoktur. Yalnız işler ikisinin de umduğ...