19❄️ "Gün doğumu"

17.1K 1.1K 208
                                    


"Ya ben utanırım, yapamam gerçekten."

"İlk önce ben yapacağım zaten."

"Olsun ben yine de yapamam."

"Ne utangaç çıktın sende kızım ya. İlk önce ben yapacağım diyorum ya."

Dostlarlar, hasta bir insan nasıl bir anda turp gibi olup da hemen yaramazlığa başlar? Daha doğrusu bu yaramazlık bile değil, bildiğin delilik. İstemediğimi kaç defa söylememe rağmen durmuyor bitmiyor. Utanıyorum diyorum o da etki etmiyor. Öyle de inat. Her ne kadar sevmese de bir Ankara keçisi kadar inat. Neden mi? Şimdi görürsünüz.

"İlk önce ben," dedi ve rastgele bir numara çevirerek beklemeye başladı.

"Bu iyi bir fikir değil," diye mırıldandım. Ben itiraz etsem de işaret parmağını dudaklarının üstüne götürüp susmam için işaret etti. "İyi fikir değil, hiç iyi değil, yapmayalım lütfen."

Ne dediysem dinlemedi ve aradan birkaç saniye geçince telefon açıldı. Uykulu bir ses "Alo! Kimsin la sen gecenin bu saatinde?" diye sordu. Tam adamın hasına rastlamıştı. Ses tonununun kalınlığını bir duysanız dostlar, o biçim. Hani telefondan çıkıp bi sap eliyle bi sol eliyle bi de göbeğiyle vuracak sanırsınız.

"İyi geceler. Ben polis merkezinden Komiser Selim."

"Evet, hayırdır komiserim?"

Az önceki dayı nasıl geri vites yaptı, u dönüşü ağladı resmen.

"Şey, saat kaç diye soracaktım."

"Ne?"

"Saat diyorum saat. Kaç saat?"

"Hemen bakayım komiserim..."

Selim kahkahayı basmasaydı karşıdaki dayı saati bile söyleyecekti. O kadar tırsmıştı gece gece.

"Kapat şu telefonu ya. İnsanları rahatsız etme," dedim. Elinden tutup telefonu almaya çalışırken pes etti.

"Tamam be tamam," deyip telefonu kapattı. Telefonu kapatıp göz devirdi.

"Hadi şimdi sıra sende," dedi ama ben başımı iki yana salladım.

"Ben yapmam, hiç komik değil. Asla yapmam."

"Bak ben bir kere daha yapacağım. Sonra da sen yapacaksın yoksa..." dedi.

"Yoksa ne?"

"Yoksa öperim."

"Uf! Daha caydırıcı bir şey bulamadın mı?" diye sordum. Bunu yapmayacağı gibi ben de korkmazdım yani.

"Neden?" diye sordu. "Gayet mantıklı bir tehdit."

"En son kazara olan öpücükten sonra pek memnun kalmamıştın." dedim kollarımı önümde bağlarken. İkimiz de yerde oturmuş sırtımızı teleferiğin duvarına yaslanmıştık. Ben bacak bacak üstüne atıp beklerken o bağdaş kurdu.

"Kim? Ben mi memnun kalmadım?"

Eğilerek bana bakmaya devam ederken cevap vermemi bekliyordu ama ben bir şey dememekte kararlıydım. Dudaklarımın fermuarını çekip öylece durdum. O kadar çok eğilmişti ki en kötü bakışımı attım ona. Sapıklaşmasına ramak mı kalmıştı bana mı öyle geliyordu?

"Kızım, erkeğim ben erkek. Sen farkında değilsin galiba ama, ben bir erkeğim."

"Derken?"

"Şey yani..."

"Ney?"

"Neyse, ben numarayı çeviriyorum."

Yine ne saçmalıyordu hiçbir fikrim yok. Tek istediğim şu öpücük mevzusunun bir an önce kapanmasıydı. Yine öylesine bir numara çevirdi ama bu sefer kimse açmadı. Otomatikman sıra bana geçmiş oldu. O kadar ısrar etti ki daracık alanda kaçacak bir yer de olmadığı için mecbur istemeye istemeye çevirdim numarayı. Allah'ım affet beni, şu an bir zorba ile karşı karşıyayım. Bir kere çalıştan sonra hemen açıldı telefon.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin