Bazı hikayeler güzel bitmez dostlar. Hani kötü son deriz ya, kız ölür erkek ölür bilmem ne işte. Böyle salya sümük ağlarız en fenasından. Biliriz ve deriz ki aman bu kitap çok kötü bitiyor. Besbellidir kötü olduğu.Ama bazı hikayeler de vardır ki, kötü bitmez. Yani ölen kimse yoktur. Kötü görünen bir şey yoktur. Ama kalbiniz boğazınızda kalır. Hani kursak denilen yer var ya, işte orada durur cümleleri. Sorsanız ne hoş dersiniz ama işte öyle hissettirmez.
Böyle hikayelerde keşke kötü olsaydı da biz de bilseydik şu kursakta kalanın durumunu diye geçirirsiniz içinizden. Cidden bazı hikayeler kötüdür, bazıları ise çok kötü.
Selim içeri girince toplanan komisyon ayağa kalktı ve teker teker dışarı çıkmaya başladılar. Selim anlayamıyordu ne olduğunu. Hani topluluk söyleyecekti Selim'e gerçeği?
Geriye sadece özel doktoru kalınca, Selim merakla çıkanlara baktı. Neden bir bir çıkıyorlardı ki? Ortamda gergin bir hava oluşmuştu bir anda. Zaten gergindi de şimdi daha çok hissediliyordu. Selim'i damat takımı ile bir başına çaresizce bekleten olay neydi?
Özel doktor, aynı zamanda Selim'in aile doktoruydu. Yaşlı ve emektardı. Yıllardır Ayyıldız ailesine sağlık hizmeti veriyordu. Tüm Selim'lerin kalıtımsal hastalıkları dahil her şeylerine kadar biliyordu. Şu an olağan üstü bir durum vardı besbelli aksi halde doktor durup dururken bu merasimi düzenlemezdi.
Selim rahatça koltuklardan birine yayıldığında "Fuat Abi inşallah önemlidir. Yine çalışanlara aşı yaptıralım mı diyeceksin?" diye sordu. Aslında rahat değildi Selim. Olabildiğine gergindi ama belki rahat görünürse işler düzelir diye umut ediyordu.
Yaşlı doktor da Selim'in karşısında bir sandalyeye oturduğunda hayır anlamında başını salladı.
"Mevzu çalışanlarla ilgili değil Selim Bey."
Selim gülümseyerek ikinci tahmininde bulundu.
"O zaman aile boyu sağlık taramasından geçmemizi mi isteyeceksin? Doğru söyle büyüklerden birinde bir sorun mu var? Hayır anneannem, dedem, babaannem ve dedem de hala hayatta. Olsa olsa babaannemin romatizmaları ağırlaşmıştır da niye bunun için ben çağırıldım ki? Ailede bir sürü Selim var onlardan birini alsaydınız ya?"
Yaşlı doktor bir kere daha olumsuz anlamda başını salladı.
"Üzgünüm Selim Bey. Sorun aile üyelerinde de değil."
Yüzü ciddileşen Selim "Ne o zaman? Sorun nerede?" diye sordu. Daha fazla tahminde de bulunmayacak espri de yapmayacaktı.
"Sorun sizde Selim bey," dedi yaşlı doktor hüzünle. Bunu büyük bir kederle söylemişti çünkü Selim bile hayal kırıklığı ile bakakalmıştı.
Oturduğu sandalyede rahatsız bir şekilde hareketlenen Selim kaşlarını çattı. Ne gibi bir rahatsızlığı olabilir ki? Her ay sağlık kontrolünden geçmiyorlar mıydı ailecek? Olsaydı neden geçen ay söylemediler de tam da düğün günü böyle bir haberle sarsıyorlardı?
"Ne? Sen ne demeye çalışıyorsun Fuat amca? Ne sorunu?"
"Bak," dedi yaşlı doktor Selim'e doğru yaklaşarak "ben senin amcan sayılırım biliyorsun değil mi? Bebekliğini bile biliyorum oğlum. Sağlık durumunu da benden daha iyi bilen kimse yoktur," dedi.
"Yani?" diye sordu Selim sabırsızca.
"Yanisi oğlum kalbinde bazı sorunlar tespit ettik."
Selim ilk önce sakince baktı yaşlı doktora. Sonra olabildiğine kuvvetle kahkaha atmaya başladı. Sonra da sinirle yumruğunu sıktı ve dişlerinin arasından fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEFERİK
RomanceHayal ve Selim tek kişilik ücret ödedikleri teleferikte mahsur kaldıklarında planları alt üst olur. Kurtarma ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen uzun süre aşağı inemeyen ikili için yapılacak pek fazla bir şey yoktur. Yalnız işler ikisinin de umduğ...