59❄️ "Düğün günü"

9.7K 726 62
                                    


Ve o çok beklediğim gün gelip çattı dostlar. Bugün Selim'le benim düğün günüm. O kadar mutluyum ki, içim içime sığmıyor ve tüm dünya bir anda cıvıl cıvıl geliyor gözüme.

"Ben senden daha heyecanlıyım valla Hayal."

"Mine Allah aşkına sakin ol, evlenecek olan benim. Yürekten gidecek sen olacaksın şimdi. Sakin sakin lütfen."

Üstümde ikinci bir gelinlik vardı ve bu elbiseyi de Selim tasarlamıştı. Hatta mağazaya gidip özel olarak bunu almamı istemiş sonra da kendi diktirdiğini söylemişti. Biliyorum ondan böyle jestleri beklemiyorsunuz ama öyle de romantik işte.

Yaşadığım bu an gerçek miydi? Geçen onca zamandan sonra giydiğim bu gelinlik bana gerçek değilmiş ya da olmayacakmış gibi geliyordu. Her genç kız gibi ben de düğün günümde umutsuzluğa ve moral bozukluğuna kapılmıştım işte.

Gerçi benim ayrılacağım bir ailem ya da geride bırakacağım bir akrabam yoktu ama insan yine de üzülüyordu. Mine ağlamaya başlamıştı ki gözümde yaşların biriktiğini hissettim.

"Mine, gerçekten kardeşimin yerini aratmıyorsun. Ne ağlatıyorsun beni?"

"Ay ne yapayım, seni böyle gelinlik içinde görmek falan. Hem ben zaten senin kardeşin sayılırım geri zekalı," diye çıkıştı. Birbirimizin akan göz makyajını sildikten sonra içeri üç genç kız girdi. Arkalarından da Melis abla.

Yanıma gülümseyerek yaklaşan Melis abla "Eğer hazırsa prensesimizi almaya geldik," dedi.

Benden önce Mine "Peki prens hazır mı?" diye sordu.

Melis abla gülerek "Stresten iki lahmacun üç tane de ayran bitirdi. İnşallah şimdi tırnaklarını yemiyordur," dedi hep beraber güldük. Selim'in stresli hali da bir ayrı oluyor.

Mine "Damat bey, çok yakışıklı, gelin hanım da çok güzel. Güzel ve güzelin aşkı bu," deyip yeniden ağlamaya başladı. Ben de ona katılacaktım ki anons yapılmaya başladı.

"Çok değerli misafirlerimizin kıyılacak nikah için yerlerine oturmaları rica olunur. Şimdi gelin ve damadı büyük bir zevkle izleyeceğiz."

Mine bastı çığlığı "Allah'ım nasıl yürüyeceğiz herkesin içinde?"

"Sakin ol Mine'ciğim. Baksana Hayal gerçekten sakin görünüyor," dedi Melis abla.

"Ah be ah Melis abla, sen beni daha tam olarak tanıyamamışsın!" dedim içimden. Şu an içimde vampir ordusu ve ork ordusu savaşa tutuşmuş durumda. O nasıl oluyor diye hiç sormayın valla. Aslında şimdi biraz biraz hak veriyorum Selim'e. İnsan gerçekten de bazı durumlarda film kahramanlarını bile karıştırıyormuş meğerse.

Mine sağ koluma, Melis abla sol koluma girdi. Diğer kızlar da gelinliğimin eteğini kaldırdığında yürümeye başladık. İnşallah yarı yolda devrilip yere yapışmam, amin.

Kalbim yerinden çıkmak üzere olmasının dışında iyiydim aslında. Nefesim de daralıyordu gerçi. Bir de titreyen ellerim var tabii. Eh son olarak da bedenimi taşımakta zorlanan bacaklarım.

Her neyse hiç iyi değilim anlayacağınız dostlar. Meğer en zor evre evlenme evresiymiş. Hoşlanma, aşık olma, nişan falan bunlar işin şakasıymış. Şimdi ben kendime hakim olamıyorum. İşte bunun için de kendimi sana emanet ettim Allah'ım. Amin.

Merdivenlerden hep birlikte inerken, tüm misafirlerin alkışları ile karşılaştık. Gözlerim tek bir kişiyi aradı hemen.

Selim!

Nikah masasının önünde ayakta dimdik duruyordu.

Üzerine tam oturan siyah takım elbisesi, içine giydiği kardan daha beyaz gömleği ve ince siyah kravatı ile damat olmuştu. Bizim yakışıklı bebe nasıl da damat olmuştu dostlar bir görseniz. İlk kez dikmişti o sarı saçlarını havaya. Jilet gibi bir damat tıraşı olmuş, yüzünü parlatmıştı bu temizlik. Tüm herkesin içinde güneş gibi parlıyordu. Uzun boyu ve formda vücudu ile en yakışıklısı o olmasına rağmen stresten ölmek üzere olduğunu da belli etmeden edemiyordu.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin