Atlas hoca sınıfa girer girmez yoklama almaya başlamıştı. En son benim adımı da söyleyip ayağa kalktı. Herkes Çağrı, Mısra ve benim kadar kızın kim olduğunu merak ediyordu. Klima kumandasını eline alıp klimanın önüne geçti.
"Sadece bana mı sıcak geliyor?" Diye sorup elini klimaya uzattı.
"Hocam gayet iyi içersi aslında" dedi Deniz. Valla bana da bi sıcak basmıştı.
"Neyse naptınız?Tuğrul hoca çalıştırdı mı sizi?" Diye sordu kendi piyanosunun önüne geçerken.
"Evet çalıştık hocam." Dedi Aytuğ. "Ama pek bi gelişme yok tabi"
Atlas hoca kendi piyanosundan çalmaya başladı çalıştığımız parçayı. "İşte bu kadar basit desem kızar mısınız?" Diyip güldü.
"Bu kadar basit mi? Yeni gelen arkadaşa soralım hocam" dedi Deniz gülerek.
"Çalışmadan bilemem" dedi kız gülerek.
"Eda bu arada çok başarılı bir öğrencimin ablası. Kardeşine epeydir özel ders veriyorum. Kaç yıl oldu Eda? İki mi?" Diye sordu Atlas hoca yanına doğru ilerleyip kızın.
"Üç yıl diyebiliriz." Dedi Eda. Bu o kızdı. Kafedeki kız. Atlas'ın Betül'den önce flört ettiği dediği kızdı.
"E sen de neden özel ders almıyorsun?" Diye sordu Çağrı. Ben de aynı şeyi düşünmüştüm.
"Benim günlerim dolu olduğu için Çağrı'cım kursa kayıt olmayı tercih etti" dedi Atlas elindeki kağıdı kıza uzatıp. Bizim şuan çalıştığımız parçayı uzatmıştı.
"Zorla" dedi gülerek Eda. "Teşekkür ederim" dedi kağıdı da alırken.
"Biraz zor oldu ama ayarladık sonuçta. Hüzzam sen benim piyanoma geç, bir piyano daha eklettiririz. Bu ders böyle idare edelim" dedi Atlas hoca. Bunun üzerine kalkıp onun piyanosunun başına geçtim. Bir tek yarışma grubu diye bende problem olması da ayrı bir sinir konusuydu ama neyse.
Ardından tek tek herkesin yanına gitmeye başladı. Sırada ben olunca heyecanlanmıştım. Yine başlamıştım titremeye. Alışamıyordum bir türlü şu duruma. Ve bu sefer durum çok farklıydı. Aşk itirafını yaptığım birisi olarak dinleyecekti.
Yanıma oturduğunda "el pratikliği kazanmak için sadece sağ el çalıştım ben" dedim.
"Güzel,başla bakalım " dedi. Ben çalarken Atlas hoca başka tarafa bakıp "dur dur naptın?"diyince durdum. Ama bana demiyordu. Mısra'ya bakıyordu.
Niye benim yanımdayken başka yere bakıyordu ki? Sinir olmuştum bu tavrına. Atlas hoca ayağa kalkıp "kulaklığın yanında mı?" Diye sordu Mısra'ya.
"Yanımda" diyince Atlas hoca cebinden kulaklık takmak için jack çıkardı. Cebinde böyle şeyler taşıyor olması garibime gitmişti. Piyanonun arkasına takıp Mısra'nın kulaklığını da bağladı.
"Çıkan sesi dikkatlice dinle ne demek istediğimi anlayacaksın" dedi Mısra'ya. Ardından Mısra'nın arkasından devam edince ben de kendim çalışmaya devam ettim. Uyuzdu ya tam bir uyuz. Resmen beni unutmuştu. Bilerek mi umursamaz davranıyordu? Kaydımı da sildirmemek için zor tutuyordum zaten kendimi. Ama bu şekilde davranmasına katlanamazdım.
"Sen kaç yıldır piyano çalıyorsun?" Diye sordu Atlas hoca Aytuğ'ya.
"İki yıl oldu başlayalı" dedi Aytuğ.
"Ve hala notları karıştırmaya devam ediyorsan bu büyük bir sıkıntı" diyince Atlas hoca herkes çalışmayı bırakıp döndü. Herkes işaret ediyordu onu. Atlas hocanın sinirlenmeye başladığını düşünmüşlerdi tıpkı benim gibi.