his

76 4 0
                                    

Arabayı bankalar caddesine parkediyordu.
"Bir planın var mıydı?" Diye sordu.

"Yok" dedim.

"Bankaya uğrayalım. Sana hesap açacağım, bir de kartıma ek kart açacağım. Sonra anahtarı da çoğaltırız" dedi. "Yada Betül'e sorayım ben bi onda vardı benim yedek anahtar. Yanında götürmediyse ondakini alırız" diyip telefonu kulağına götürdü. Bir yandan da kemeri çözüp kapıyı açınca ben de aynısını yaptım.

"Napıyorsun? Müsait miydin?" Diye sordu. Bankaya giriyorduk. İtiraz bile edememiştim daha.

"Ne dicem, benim evin yedek anahtarı lazım. Yanında mı götürdün evde mi bıraktın?" Diye sordu. Atlas'ın anahtarı neden Gökhan veya Yiğit'te değil de Betül'deydi?

"Tamam." Dedi. "Tamam, o getirsin. Hadi görüşürüz" diyip telefonu kapattı.

"Kardeşi bugün spora gelirken getircek. Bunu da hallettik" dedi.

"Atlas" diyip onu durdurdum bankanın ortasında.

"Bunu borç olarak yap" dedim. "Lütfen bak" dedim.

"Hüzzam sinirlendirme beni, yürü hadi canım" diyip belime dokundu.

"Baştan söylüyorum, yoksa kabul etmem" dedim.

"Tamam" dedi. Ama beni geçiştirmek için yapmıştı.

"Hoşgeldiniz Atlas bey" dedi direk müşteri temsilcisindeki kadın.

"Hoşbulduk" dedi Atlas otururken biz.

"Bir şey ister misiniz? Çay, kahve?" Diye sordu. Ben bankaya gittiğimde daha önce böyle davranan müşteri temsilcileriyle hiç karşılaşmamıştım.

"Yok sağolun. Telefonda dediğim gibi." Dedi Atlas elini masaya koyup.

"Evet Atlas bey. Her şey hazır. Hüzzam hanım, sizin burlara ad soyad yazıp imza atmanız gerek" dedi kadın.

Kalem alıp dediği yerlere hızlıca imza attım.
"Atlas bey, siz de buraya atın" diyip başka kağıt verdi ona.

"Hüzzam hanım bu sizin hesap kartınız. Atlas bey ek kartınız da üç gün içinde kurye ile yollanacaktır" dedi.

"Tamamdır, başka bir işlem yok değil mi?" Diye sordu Atlas.

"Bu kadar Atlas bey. Yardımcı olmamı istediğiniz başka bir konu var mı?" Diye sorarken kadın Atlas hoca benim imzaladığım kağıtları aldı eline. Ardından tükenmez kalem alıp soyadımın üzerini karaladı. El alışkanlığıyla Kahraman yazmıştım. Her kağıda tek tek kendi soyadı olan Dinar'ı ekledi adımın yanına.

Kağıdı geri kadına uzatıp, "iyi günler" diyip ayağa kalktı. Arkasından ilerledim Atlas'ın.
Sessizce arabaya bindik. Hiç yorum yapmamıştı yanlış yazmam ile ilgili.

"Bu arada sabah kimliğini getirdiler" diyip cüzdanından çıkartıp bana uzattı.

Soyadım yine değişmişti. İçim daralıyordu gördükçe. Neyse ki o soyada göre çok daha iyi duruyordu. Normal koşullar altında olsa bu durum beni çılgına çevirirdi. Sevdiğim adamla evlenmiş olmak, onun soyadını almak dünyanın en büyük şansı olurdu. Ama gerçek duruma baktığımızda tek taraflı bir aşk, zorunlu bir evlilik vardı ortada.

"Sıkma kendini" dedi derin bir nefes verip. "Ağlamak istiyorsan bırak gözyaşlarını" diyip çeneme dokundu. Dişlerimi sıktığımı fark etmişti.

"Ağlamayacağım." Dedim sessizce. Ama titriyordum.

"Bundan sonra hayatından mutsuz olmayı çıkartıyorsun. Bana söz ver. Her anın keyfini çıkartacaksın. Hiçbir şeye üzülmek yok. Birlikte üstesinden geleceğiz" dedi. Şimdi de birlikte zaman geçireceğimizin bahsini yapıyordu. Daha dün Eda evindeydi. Çözemiyordum.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin