dayanmak

77 6 0
                                    


"Bunu demiş olamazsın herhalde" diyerek telefonu uzatınca Atlas, elime alıp açık duran mesajı okudum.

"Hüzzam aramızın bozulmasından korktuğunu söyledi. Bu ne demek oluyor Atlas?"
Mesajı okuduğumda isme kaydı gözlerim. Betül'dü tabii ki. Dediklerim anca bu kadar farklı algılanabilirdi.Son dakika golü gelsin istemiyordum yine giderayak.

"Dedim ama sor bakalım neden demişim? Farklı algılamış" dedim kulaklığımı çıkartıp.

"Ne derse desin.İsterse küfür etsin. Sen bunu benim arkadaşlarıma söyleyemezsin" diye çıkıştı. İkisinin arasındaydık. Duyacaklardı. Bu nasıl bir cümleydi böyle?
Eda zaten telefonunu bırakıp bizi izlemeye başlamıştı.
"Atlas bana sataştı. Cevap vermeyince korktuğumu söyledi. Ben de ondan korkmadığımı seninle arasının bozulmasından korktuğumu söyledim. Aslında sizin aranızı bozma gibi bir düşüncemin olmadığını ima etmiştim orda. Olay bu" diye açıkladım durumu.

"Benim az önce dediğimi tam olarak anlayamadın mı sen?" Diyince "Atlas bana sataştıklarında sessiz kalmaya çalışıyorum ama sınırlarını zorluyorlar. Haksız yere laf söylerlerse paylarını da alırlar. Açık açık benimle uğraşacağını söylüyor. Cevap vermeyim de ne yapayım?" Dedim.

"Atlas,Hüzzam haklı" dedi Eda sakince.

"Bu şekilde mi Eda? Bu mu yani"diyip tekrar telefonunu gösterdi.

"Beğenemediysen ve bir daha olmasını istemiyorsan ya konuş onlarla ya da beni gerçekten bir araya getirme." Dedim.

"Sadece bir gece daha sabretmeni istiyorum. Sadece bir gece ya" dedi sertçe telefonunu şezlonga vurdurup.

"Atlas" dedi Yiğit yattığı yerden kalkıp.
"Yok bir şey uyu sen." Dedi Atlas.

"Ay Hüzzam ağzının payını verdi, tartışmanıza gerek yok. Gidiyorlar zaten" diyince Aleyna aniden gözüm Yiğit'in arkasındaki çocuğa kaydı. O çocuğa. Aleyna her iddiasına varım ki bilerek yapmıştı bunu.

"Betül'e mi verdi? Anlamadım dediklerinden bir şey.Kalacağız dedik ya.Kim gidiyor?" Diye sordu anında Atlas kaşlarını çatıp.

"Kim olcak, şunlar" dedi Aleyna kafasıyla işaret edip. "Hem ne Betül'ü be?" Dedi ardından da.

"Bunlar kim? Anlatın şunu bakayım baştan" dedi Atlas. Çok sinirli gözüküyordu. Sinirle nefesimi verip kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Hüzzam, Aleyna" diyince Atlas, Yiğit de "ne oldu? Olay ne?" Diyip kalktı yattığı yerden.

"Onlar ne alaka ya" dedi Eda da.
"Ay ya ben sizin bu konudan tartıştığınızı düşünmüştüm. Pot mu kırdım şimdi?" dedi koluma dokunup Aleyna. Bazen gerçekten sabrımın sınırı zorlanıyordu. Ben daha önce Fırat'ın yanında bile bu derece kendimi tutmaya zorlamamıştım.

"Kızım anlatın şunu. Delirtmeye mi çalışıyorsunuz siz beni" Diye çıkıştı Atlas. İnsanlar dönüp bize bakmıştı.

"Aman Atlas bağırma. Anlatsın Hüzzam, benim bi ilgim yok" diyip kulaklığını takıp yüzüne de tişörtünü attırdı geri uzanıp. Rahatlığa bak ya. Benim ilgim yok diyip bombayı ellerime vermişti Aleyna.

"Atlas şuan çok sinirlisin, sonra anlatırım. Önemli bir şey değil zaten" dedim.

"Kanka olayı dinlemeden hemen sinirlenme harbiden bu kadar ya sen de" dedi Yiğit de Atlas'ı dürtüp.

"Hüzzam hadi güzelim anlat bak yavaştan yavaştan bi sinir geliyor üzerime. Hava da sıcak" dedi Atlas.

"Siz şarjlıyı istediğinizde otoparkın orda denk geldi şu giden çocuk. Her zaman park ettiği yere park etmişiz diye söylendi o gün. Sonra yine denk gelince laf attı ben de işine bakmasını söyledim o kadar" dedim. 

Yiğit etrafına bakınıp küfür ederken Atlas ters ters gözüme bakıyordu. Bu kadar olmadığına emindi. Daha fazlası olduğunu anlamıştı.

"Kalksak mı ya. Çok gerildim ben" dedi Atlas boynunu tutarken. "Hava da çok sıcak zaten"

"Denize gir" diyince Eda gözlerim denize kaydı. Çok dalgalanmıştı ve kıyı boyunca yosunlar birikmeye başlamıştı. Denizin içi kim bilir ne hale gelmişti?

"Bozdu artık. Girilmez bu saatten sonra." Dedi Atlas.
"Dönelim o zaman" dedi ve kalkıp havlusunu silkeledi Yiğit. Ben de kalkıp havlumu katladım. Çantanın içine yerleştirirken Atlas, Aleyna'yı kaldırmakla meşguldü.

"Hadi gidiyoruz" dedi Atlas.

"Gidiyor muyuz?" Diyip oturdu.
Toparlanıp arabaya doğru ilerledik. Eve geldiğimizde herkesten yorgunluk akıyordu. Odalara dağıldığımızda Atlas'ın sorgulamasını bekledim beni. Ama o direk çarşafı yatağa serip oturdu. Eda da yanımızda olduğu içindi belki de.
"Eda sen gir duşa" dedim onu oturtmadan yatağa. O duşa girince ben oturacağı yere oturdum.
"Twitter hesabın var mı? " Diye sordum.

"Var da futbol ve haberleri takip etmek için kullanıyorum" diyince "senden bir şey isteyebilir miyim?" Diye sordum. Babamın tek kullandığı sosyal medya platformuydu ve neler paylaştığını çok merak ediyordum.

"Direk sormadan iste" dedi.

"Babamı takip edebilir miyim? Kabul eder mi bilmiyorum ama babamın tek kullandığı uygulama. Neler paylaştığını çok merak ediyorum." Dedim.

"Normalde babalar anneler facebook taraftarı ama senin baban biraz garipmiş" diyip telefonunu uzattı.

"Bir sürü kişi mesaj atıp duruyor ve gelen arkadaşlık isteklerini ayıp olmasın diye kabul etmek zorunda kalıyorum diyip silmişti hesabını." Dedim. "Annem bana komik video izletirken babam özlü sözlerini ve şarkı sözlerini okurdu." Diye devam ettim telefonunu alıp.

"Sen hangisini tercih ediyorsun?" Diye sorunca "hiçbirini. Fotoğrafları tercih ediyorum" dedim.

Babama takip isteği atıp anasayfasına girdim. Yenilediğimde Aleyna'nın önüme düşen tweetini okudum.

Bir parazitin tüm tatilimi mahvetmesi!

Bana yazdığını biliyordum. "Teşekkür ederim. Onaylarsa haber verirsin" diyip geri verdim telefonunu. O da okumuş gibiydi ama tam olarak emin değildim.
Eda çok hızlı bir şekilde çıkmıştı duştan. Sora bende olduğu için havlumu alıp ayağa kalktım.
Banyoya girdiğimde ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.
Üzerimdekileri çıkartırken terliklerimi aşağıda olduğu ve bu şekilde duş alamayacağım geldi aklıma.

"Terliklerini alabilir miyim?" Diye sordum kapıdan başımı sarkıtıp Atlas'a. Üzerimde bikini olmasına rağmen çıkıp yanına gitmeye cesaret edememiştim. Terliklerini yerden hızlıca bana doğru itince rahatlıkla duş alabildim. Ben çıktığımda vakit kaybetmeden o da girmişti. Ben giyinip saçlarımı taradığımda da o çıkmıştı.

Islak saçlarımı kurutmak için banyoya geçtim. Böylelikle ona giyinmesi için süre de tanımış oldum. Odaya yavaş adımlarla yürüdüm.
Atlas çoktan giyinmiş yatakta uzanıyordu.

"Gel baban kabul etmiş" diyince hızlı hızlı yanına gittim. Yanına resmen kendimi atmıştım. Telefonu elinde tutuyordu ve ben hazırlanırken baya aşağıya inmişti. Yukarı doğru çıkmaya başladı yavaş yavaş. Bir anda ekran kilidine bastı.

"Bana göreceğin şeyi takmayacağını söylersen devamını gösteririm" dedi.

"O kadar çok şey var ki hangi birine üzüleceğimi ben de şaşırdım. Daha ne üzebilir beni?" Dedim.

Tuşa basıp yukarıya doğru kaydırdı. Fotoğraf paylaşmıştı o kadınla. İçki masasında kadeh tokuşturuyordu.

"Tamam çıkabilirsin takipten"diyip arkamı döndüm.

"Hüzzam " diyip kolumdan çekiştirdi. "İyiyim" dedim. Sadece kadınla birlikte vakit geçirirken bir kere olsun aramamasına üzülmüştüm. Ama geçerdi bu da.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin