yardımın yan etkisi

79 5 0
                                    

Geri dönerken müzik açmışlardı. Aslı'nın cıvık hareketleri bugün yok diye düşünürken beni kaldırıp oynatmaya çalışmasıyla son bulmuştu bu düşüncem. Barış, Burak ve Ege yukarda olunca ben de dans etmeye başlamıştım.

Aslı eline aldığı güneş yağını mikrofon gibi yapıp eşlik etmeye başlamıştı şarkıya. Arada bana doğru tutunca ben de eşlik ediyordum. Kabul etmek gerekirse iyi eğleniyordum. Dans etmekten yorulunca kendimi minderlerin üzerine bıraktım. Kapanmış gözlerimi açtığımda tepeden bizi izleyen Ege'yi ve Burak'ı gördüm.

Şarkıya eşlik ettim yüksek sesle ardından. Elimi yattığım yerden havaya kaldırıp Ege'yi işaret ettim o gülmeye başlayınca.

Ardından o da şarkıya eşlik etmeye başladı.Sonra ani bir şekilde geriye çekildi. Sadece Burak kalmıştı. Baş parmağını göstererek, okey işareti yaptı Burak.

Geri karanlık çökmeden dönmüştük. Tam sokak çocuklarının evlerine koştuğu saatti. Akşam ezanı okunmuştu. Günün bitmesi içimi hüzünlendirirken bir yanım da Fırat'tan kurtulduğum için çok mutluydu. Deniz insana huzur veriyordu. Saatlerce izleyebilir, her gün yüzebilirdim. Bugün mahrum kalsam da kokusu bile yetmişti.

Atlas aramaya başlayınca açtım hemen. "Naptın? Nerdesin?" Diye sordu. Sağol ben de iyiyim ya.

"Kıyıya yanaştık tekneyi bağlıyorlar" dedim. Burak gelmişti yanıma o sırada.

"Durcak mısınız daha?" Diye sordu.

"Döneriz artık. Herkes çok yorgun" dedim.

"İstersen gelip alayım seni" dedi.

"Burak beni getirir." Dedim.

"Evde değilim ama bizim kafedeyiz, her zamanki yerde" dedi.

"Tamam.Gelirim on dakikaya" dedim sakince.

"Görüşürüz" diyip telefonu kapattı hemen. Benim görüşürüz dememi beklememişti bile.

"Ben Hüzzam ile kaçıyorum. Çok memnun oldum tanıştığımıza" dedi Burak ve hem Aslı hem de Barış ile sarıldı.
Ben de sarılıp vedalaştım. Burak ile arabaya binip kafenin yolunu tuttuk.

"Burak beklesene biraz, ben Atlas'tan anahtarı alıp geleyim. Beni eve kadar bırak. Yanlarında oturmak istemiyorum" dedim.

"Tamam bekliyorum" dedi. Arabadan inip içeriye girmekten vazgeçip aradım telefonla. Burak da durumu fark edip yanıma geldi.

"Atlas ben kafenin önündeyim de bi gelebilir misin?" Dedim. Sürekli Atlas hocam derken bir anda Atlas'a dönüşmesine dilim hiç alışkın değildi. Dediğimi yadırgamıştım.

Atlas kapıda görününce ona doğru ilerledim.
"Burak sen git" dedi Atlas. "Sağol getirdiğin için" diyip selam verdi eliyle.

"Yok, şey" diye araya girince gözlerimin içine baktı. Mavi mavi cam gibi gözlerine sürekli bakamıyordum.

"Anahtarı versen ben eve gitsem olur mu?" Diye sordum.

"Niye? Gel bir şeyler ye, bir şeyler iç. Sonra kalkarız zaten çok durmayacağız" dedi.

"Halim yok pek. Zaten saçım başım da dağıldı" dedim.

"Hiç mi bekleyemezsin? Yediğim yarım kaldı" dedi.

"Ha öyleyse beklerim tabi" dedim.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin