"Islak mendilin var mı? Şimdi bu halde lavaboya gitmek istemiyorum" dedi ayağa kalkarken. Keşke orda yazdığım hislerim de silinip gitseydi. Çantamdan çıkartıp ona uzattım. O içinden alınca ben de çıkarttım bir tane ve elimi silmeye başladım. Neyse ki kolay çıkıyordu.
"Bunun yerine telefona falan yazsaydık keşke.Böyle uğraşmazdık" dedi. "Yeni aklıma geldi"
"Hızlı çözüm üretme konusunda pek iyi değilsiniz. Umarım aksi de böyle değildir" diyip ayağa kalktım. Geçmek istiyordum yanından. Hoşlandığımı bilirken onun umursamaz tavırları canımı yakıyordu. Üzülüyordum ister istemez. Ve ne yapacağımı bilmemek beni gerçekten sinirlendiriyordu.
"Sildin mi sen?" Diye sordu aniden elime bakıp.
"İzi kalmış" diyip eline aldığı ıslak mendille silmeye başlayınca "tamam hocam ben hallederim" diyip hızlıca önünden geçecekken ayağımı attığımla kaldım çünkü dardı. Ona fazla yakın olmak ve temas kurmak heyecanlandırıyordu ve bu durumdan rahatsız oluyordum.
Ayağa kalkınca bütün vücudum ona değmişti.
"Geç bakalım" derken geri çekildi. İkimiz arkalı önlü merdivenleri indik.
Kantine gidince Eda'nın kalktığı sandalyeye oturdum."Bu kız da mı içiyormuş sigara?" dedi Deniz. Dışarı doğru baktım. Atlas kızın sigarasını yakıyordu.
"Çok güzel yalnız ha" dedi Aytuğ. Bunun üzerine herkes gülmüştü Aytuğ'a.
"Güzel ya valla" dedi Mısra. "Da sanki Atlas hocaya yazıyor gibi" dedi kollarını göğsünde birleştirip. Telefonundan bir şeyler gösteriyor, gülüşüyorlardı.
"Atlas hocaya yazmayan mı var?" Dedi Çağrı da.
"Ya ne" dedi Çağrı, ters ters bakınca Mısra.
"Evet, bilerek saçma bahaneyle Atlas hocanın yanına gidenler var. Bana da denk geldi" dedim araya girip.
"Yakışıklı adam." Dedi Almila gülüp. "Modellik ajansına gitse havada kaparlar"
"Ay şımarık ya" dedi Mısra kıza bakıp.
"Mısra, ayıp. Fark etcek Atlas hoca cin gibi." dedi Deniz de.
"Evet dışlamayın kızlar" dedi Aytuğ da.
"O sana bakmaz" dedi Almila.
"En yakışıklısı benim sınıfın.Bana bakmayacak da kime bakıcak" diyip saçlarını düzeltti Aytuğ. Bunun üzerine yine herkes gülmeye başladı. Çağrı ile göz göze gelince göz kırpınca rahatsız oldum.
Tekrar yavaş yavaş yukarı çıktık. Biraz iyi gelmiş, düşüncelerden uzaklaşmıştım. Ders başladığında parçayı ben bitirdiğim için Atlas bana yeni bir kural öğretmişti. "Bu parçada bu kadar takılmaları normal mi?" Diye sordum Atlas hocaya. Elimi alnıma dayamıştım.
"Onlar normal öğrenme hızında. Aslında normale göre hızlılar bile. Senin öğreniş hızın ekstra hızlı. " dedi Atlas hoca.
"Üzerine düşmeyi ben de isterdim. Keşke tek derdim bu olsa" dedim elimi çekip başımdan. Ellerimi bacak arama sıkıştırdım.
"Yakın zamanda tek derdin bu olacak. Söz veriyorum" dedi arkasına yaslanıp Atlas.
"Hocam bakar mısınız?" Diye seslenince Eda, "sen bu gösterdiğim kuralları çalış" diyip yanımdan kalktı. Ders bittiğinde de direk yanına gittim. Eda'yla da parçayı bitirip bana gösterdiği kurallara geçmişti.
"Ben de burayı anlamamıştım" diyip Atlas hocanın çalışını izledim.
"Hocam ben bunu video çekebilir miyim?" Diye sordu Eda.
"Bu da senden" dedi bana bakarak Atlas hoca. "Görerek çalacak" dedi gülümseyerek.
"Çek ama ezberlemek yok" dedi ona doğru bakıp ardından. Atlas hoca çalarken yapamadığım yeri çözmeye çalıştım. Video çekmeyi bitirince Eda, boş piyanodan o kısmı denedim.
"Teşekkür ederim Atlas. Çalışacağım" dedi Eda.
"Tamam bakalım" dedi gülerek Atlas hoca da. Yalnızken Atlas diyordu demek.
"Hocam ben bir şey daha sorabilir miyim?" Dedim.
"Sor tabii" dedi Atlas hoca Eda'nın geçmesi için yan dönerken.
"Ben gidiyorum, görüşürüz. Görüşürüz Hüzzam" Dedi Eda.
"Görüşürüz" dedik ikimiz aynı anda.