Ece'ye olan biten her şeyi anlatırken çoktan öğlen olmuştu ama biz hala kahvaltı yapıyorduk. Annesi evde olmadığı için rahattık. Ece başka bir şehire gideceğinden üniversite için onun odası boş kalacaktı. Bu yüzden istediğim zaman onlarda rahatça kalabilirdim.
"Hani nikah şahidin ben olacaktım? Bunu yazdım bir kenarıya" diyip kolumu dürttü.
"Şahit diye bir şey var mıydı önce onu sor." Dedim. Konu üzerine konuşmuş şimdi de dalgasını yapıyorduk.
"Ayağına da mı basmadın?" Diye sordu.
"Hayır Ece." Dedim gülerek.
"Sabah nasıl uyandınız?" Diye sordu maydonozu uzatırken.
"Nasıl yattıysak öyle uyandım.O daha uyuyordu. Ben de çıkıp geldim işte yanına" dedim ve elindeki maydonozu alıp tabağa geri bıraktım.
"Uykunda sarılıyormuş gibi yapıp kolunu falan atar insan ya. Sen hiç işini bilmiyorsun" diyince Ece'ye ters ters baktım. "Yapma ya, böyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun" dedim.
"Aman tamam. Zaten evlenmişsin, tavlaması kalsın" dedi Ece.
"Böyle de söyleme içim garip oluyor" dedi.
"Bana bak, yaran acımıyor değil mi?" Dedi inat gitmeyi bırakıp.
"Ağrı kesiciyle duruyorum. Dönemiyorum bazen acıdan" dedim.
"Kız sana bir şey olsaydı ne yapardım ben" diyip aniden sarıldı.
"Tamam Ece dur, boğdun" diyip kollarından zorla kurtuldum.
"Ben hazırlanayım. Çıkalım sonra beraber. Gelsene bi" diyip odasına çağırdı. Küçük bir valize bir kaç eşya koydu benim için.
"sana en kısa zamanda borcumu ödeyeceğim" dedim.
"Saçmalama Hüzzam. Ben bu durumda olsam sanki sen vermeyeceksin bana. Bir kaç kıyafetin lafı sözü olmaz. " dedi.
"Ve bir miktar paranın.İçim rahat etmiyor işte" dedim.
"Ay Atlas çok haklıymış valla söylediklerinde. İnsanlar bedava bulunca kene gibi yapışırlar. Sen mızmızlanıyorsun" dedi.
Aniden telefonum çalınca irkildik ikimiz de. "Şunun sesini de kıs Allah aşkına Hüzzam ya" dedi Ece.
"Efendim" dedim kulağıma götürüp telefonu.
"Uyandırmadan çıkmışsın. Ecelerde misin?"Diye sordu.
"Evet. Döneceğim şimdi" dedim.
"Yanında para var mıydı?" Diye sordu.
"Hayır da hallettim ben. " dedim. "Ah Hüzzam, ah" dedi sinirli bir ses tonuyla.
"Ne zaman geleceksin?" dedi.
"anahtarım olmadığı için sen kursa gitmeden geleyim eve diye düşündüm" dedim.
"Eğer durmak istiyorsan dur. Yirmi dakika sonra seni gelip alırım, yada anahtarı bırakırım. Bana göre hareket etmene gerek yok" dedi.
Ece, Atlas'ın sesini duymuş olacak ki "ben hazırlanasıya yirmi dakika geçer zaten" dedi.
"Tamam o zaman biraz daha dururum burda." Dedim.
"Anlaştık" diyip telefonu kapattı.
"Valizi götürmene yardım eder en azından. Dur sana temiz havlu da koyayım. Senin için rahat etmez ben bilirim. Hüzzam istersen burda duşa gir o gelene kadar." dedi.