Oyun oynamaya başladıklarında üzerimde pikeyle koltukta uzanıyordum ve telefonda dolaşıyordum. Hiç kimsenin telefon numarası olmaması kadar kötü bir durum yoktu. Kalkıp Atlas'ın arkasına geçince bana hemen elma uzattı. Elinden aldığım elmayı yerken oyunu izliyordum.
"Sıkıldın mı?" Diye sordu.
"Yo" dedim.
"Bitircez birazdan" dedi ve ardından bana kiraz uzatınca "elma uzatsana" dedim.
"Son kirazlar artık. Bulamazsın başka" dedi.
"Sevmiyorum kiraz yemeyi" dediğimde kirazı kendi ağzına atıp elma uzattı. Çatalla beraber aldığım elmayı çataldan kurtarıp yemeye devam ederken bir daha kiraz uzatıp "emin misin?" Diye sordu.
"Kirazı böyle yemeyi sevmiyorum ben" dedim Eda'ya doğru bakış atıp. Herkes oyuna odaklanmıştı. Kalbim boğazımda atıyordu resmen. Bana dudakları arasından kiraz verdiği aklıma gelmişti.
"Senin için biraz ayıralım o zaman" dedi kartlarına bakarken.
"Kiraz başka türlü nasıl yeniyor ki?" Diye sordu Yiğit kaşlarını çatıp. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Bana özel bi tarif" dedi Atlas. "Herkes bilmez" diyip kafasını kaldırıp gözünü kırptı. Gülümseyip gözlerimi kaçırdım. Kaşlarımla hafifçe Eda'yı işaret ettim. Başını geri indirdi bunun üzerine.
"Hüzzam geldin şans getirdin." Dediğinde Atlas, herkes bir anda isyan etmeye başladı.
"Hadi kalkalım artık saat kaç olmuş" dedi Atlas bakıp kol saatinden saate.
Masayı toplamalarına yardım ettim ve hep beraber aşağıya indik. Ben bulaşıkları makineye doldururken "Hüzzam benimle kalsın" diyince Kerem onlara doğru baktım.
"Ayarlarız biz, hiç gerek yok" dedi Atlas kalan peynirleri geri peynir kabına koyarken.
"Yan yana mı yatırcaksın kızları? Rahat edemezler" dedi Kerem.
"Koltukta yatarlar" dedi Atlas.
"Abi ne gerek var. Siz de beraber yatmış olursunuz işte" dedi.
"Siz de? de?" diyip tabağı bana uzattı ters bir bakış atıp.
"Lafın gelişi" dedi Kerem. Uzattığı tabağı aldım.
"Siz bilirsiniz" diyip içeri geçti hemen.
"Gel hadi. En azından daha rahat yatarsın" dedi Kerem bana kafasıyla kapıyı işaret edip.
Atlas'a doğru baktığımda sigarasını çıkardığı için onaylama alamadım. Neden ondan onaylama bekliyordum ki aslında?
Odaya geçip yüzümü yıkayıp dişimi fırçaladım. Daha sonra dolabın önüne geçip pijamalarımı aldım. Arkamdan Atlas da gelmiş, "onları bırakır mısın? Diğerini al" dedi. Elimdeki pijamalara baktım. Neden böyle bir şey demişti ki? "Neden?" Dedim şaşkınlıkla.
"Diğerlerini al Hüzzam" diyince dolabı kapattım. "Hüzzam. Diğeri" dedi.
"Ya neden? Allah Allah." Dedim.
"En azından üstüne giydiğini değiştir" diyince anladım ne demek istediğini.
"Aynı odada uyumayacağımız için gerek var mı cidden buna?" Dedim.
