Bi'KAHVE

1.1K 90 3
                                    


TESADÜF TEORİSİ ve ARDINDAKİ AŞK  adlı çalışmalarım yayında!

Eveeet buraya kadar kurguyu nasıl buldunuz? Buraya yorum olarak bırakabilirsiniz düşüncelerinizi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Eveeet buraya kadar kurguyu nasıl buldunuz? Buraya yorum olarak bırakabilirsiniz düşüncelerinizi. İyi okumalar. :*

Yorum zamanı:
Bugün kendimi.......... hissediyorum


Ağlamaktan yanan, şiş gözlerimi ovuşturdum. Deniz havası almak iyi gelmişti. Bütün gün evde kalırsam anılar daha çok boğacaktı beni. Hoş, böyle de peşimi bırakmıyordu ya.

Denize taş atıp su yüzeyinde sektirtmeye çalışırken ağlayan birisinin sesini duydum. Arkamı döndüğümde küçük sarışın bir çocuk etrafta "anne" diye bağırıyordu.
Hızlıca yanına gidip onun göz hizasına gelebilmek için dizlerimin üzerine çöktüm.

"Anneni mi kaybettin? " Diye sorunca içini çeke çeke "Evet" dedi. Mavi gözleri ağlamaktan belirginleşmişti. Beyaz teni ise kıpkırmızı olmuştu. Özellikle burnu sonradan yüzüne kondurulmuş gibi gözüküyordu bu yüzden. Etrafa göz gezdirdim. Kimse endişeli bir şekilde gezmiyordu.

"Numarasını biliyor musun?" Diye sorunca başını hayır gibisinden salladı.

"Tatlım hiç korkma. Ben sana yardım edeceğim. Evinizin nerde olduğunu biliyor musun?" Diye sordum bu sefer telaşla. Gerçi bilse oraya gitmeye çalışırdı ama yine de şansımı denemek istedim.

"Hayır" dedi ağlayarak. Tam telefonumu çıkartmış polisi arıyordum ki birisi çocuğa sarıldı.

Adam yüzünü bana çevirince küçük çaplı bir şok atlattım. Sanırım bu dünkü Atlas hocaydı. Evet, evet bu oydu. Omzuma çarpıp Ezgi Hanıma çıkışan kişi...

Çocuğun onu görünce sarılıp hüngür hüngür ağlamasına mı üzüleyim, yoksa Atlas hocaya mı şaşırayım bilemedim. Benim için de şaşkınlık söz konusuydu.

"Ağlayarak etrafta geziniyordu. Ne adresi ne de telefon numarasını biliyor. Polisi aramak üzereydim" Diye açıklama yaptım, bakınca ters ters bana. Sanki çocuğu kenara ben çekmişim gibi gözlerini üzerime dikmişti.

"Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim" Diyip çocuğa döndü. Galiba o bakışlarını ben yanlış anlamıştım. Yada açıklamamdan sonra fikri değişmiş olabilirdi. Tam olarak anlayamamıştım.

"Abicim nereye kayboldun sen?" Derken çocuğun yanaklarını okşuyordu. 

Atlas hocanın yüzüme bile bakmamasını şu an takacak değildim ama benim yanımda kardeşim olsaydı onu asla kaybetmezdim. Ah Hümeyra'm.

"Ben sana motorun yanında beklemen gerektiğini söylemedim mi abicim?"
Gözümden bir kaç damla yaş süzülürken yanlarından ayrıldım. Çocuğu o halde görmek beni çok etkilemişti. Özellikle kız kardeşimi tamamen kaybetmişken.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin