Çatı katı sohbeti

90 4 0
                                    

Altı kişi olunca sehpa etrafına dizilememiştik. Sehpayı kenarıya çekip yere oturup yemiştik pizzaları. Sonra da benim oldukça az katılım sağladığım muhabbet dönmeye başlamıştı.

"Hadi tatlıları koyalım" diyince Kerem bana beraber mutfağa geçtik.

"Bir sen bir Atlas bir ben. Diğerlerine ikişer tane koy " dediğinde onu dinlemedim ve kendime koymadım.

"Yemicem. Valla yemicem. Yolda yediğim için" dedim bana tabak çıkartırken.

"Tamam" dedi ve hazırladığımız tabakları alıp Ayağa kalkan Atlas'a uzattı. Atlas da herkese tabakları dağıttı. Sadece dondurma kasemi alıp tek boş yer olan Atlas'ın yanına oturup duvara iyice sindim. Aniden ağzıma doğru baklavayı uzattı "aç ağzını" diyince "yemicem" dedim.

"Aç aç. Fazla geldi" diyip iyice dayadı dudaklarıma. Böylece o bir taneyi bana yedirmiş oldu.

"Bayılıyorum şuranın baklavalarına" dedi Eda.

"Acayip güzel. Kesenize bereket" dedi Gökhan boş tabakları toplarken. Hapşırınca Kerem ve Atlas bana baktı. Daha sonra Atlas sesi ve sinirli bir şekilde nefes verip "ne diyim ki size ben" dedi ikimizin arasında gezdirirken gözlerini.

Gülmeye başlamıştım o an aklıma geldikçe. "Hey Allah'ım ya" dedi Atlas. Daha çok gülesim gelmişti o böyle tepki verdikçe.

"Anlattın mı?" dediğinde Kerem. Gözlerimi açıp kapattım. Gülmüştü bunun üzerine Kerem. Telefonumu elime alıp "bana videoları atar mısın?" Diye sordum Kerem'e. Böylelikle onların muhabbetlerinden uzaklaştırmıştım kendimi ve instagrama atılacak bir malzeme çıkmış mıydı ona baktım. Tek gözüktüğüm yerde bile Kerem'in gölgesi olduğu için atmaktan vaz geçip telefonumu Atlas ile aramıza ters bir şekilde koydum ama hemen alıp galeriye girip videoları izlemeye başladı.

"Alanya'ya mı gittiniz?" Diye sordu.

"Evet. Çok güzeldi." Dedim. Eda diğer yandan Atlas'a doğru eğilip o da videolara bakınca "Az önce Alanya'dan mı geldiniz?" Diye sordu Eda.

"Evet" dedim.

"Al bakalım. Baya eğlenmişe benziyorsun" diyip kolunu Eda'nın arkasına doğru attı.

"Evet. Uzun zamandır canımın derdine düşünce eğlenmeyi unutmuşum. Neyse ki birileri hatırlattı" dedim bir Eda'ya bir ona bakarak. Atlas "hıh" diyerek gülmüştü. Eda iyice Atlas'ın kucağına yerleşmişti o sırada.

"Yiğit'e bak" dediğinde Eda, Yiğit'e doğru baktık.
"Uçtu o" dedi Atlas gülerek. Arabada hissettiğim gibi hissetmeye başlamıştım. Telefonu bırakıp odaya geçtim.

Ağlayacak gibi olunca görsünler istememiştim. Banyoya geçip kapayı kapatıp oturdum yere.
Ya ben ne yapacağım diye geçirdim içimden. Çok seviyordum onu. Başkasına dokunması, sarılması çok canımı yakıyordu. Bu hissi içimden söküp atamıyordum. İçimden dolan bir öfke oluşuyordu Eda'ya karşı. Tıpkı Betül'de ve Mısra'da olduğu gibi. Yüzümü yıkayıp kuruladım. Biraz kızaran burnumu gizlemek için fondöten ile kapattım.

Kendimi tutup buna alışmaktan başka çarem yoktu. İçeriye geçerken herkesin ayaklandığını görünce gideceklerini anladım. Gözlerim Eda'ya kaydığında onun rahatlığını koruduğunu fark edince gitmeyeceğini anladım.

"Hişt. Çatıda filme ne dersiniz?" Dedi Kerem kapıyı kapatırken.

"Olur bize uyar." Diyince Atlas. "Bana da uyar." Dedim hemen.

"İyi hadi siz çıkın biz mısır patlatıp getirelim. Bira ve sigara da alırız. Siz de filmi seçmiş olursunuz o sırada" dedi Atlas.

"Neden siz halletmiyorsunuz? Biz o sırada Eda ile çıkalım yukarıya" dedim.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin