Atlas, Ezgi hanımın odasına girerken o sırada Ezgi hanım çıkıyordu dışarı. Telefonla konuştuğundan selam vermeden geçip gitmişti Ezgi hanım.
"Hüzzam sen arabada bekle, geliyorum hemen" diyip anahtarı uzattı bana.
Aşağıya inerken Ezgi hanım olmasa bile yine de o odaya girdiğine göre amacı sadece Mısra ile konuşmakmış diye düşündüm.
Arabaya geçip beklemeye başladım. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi. Gelip geçenleri izlerken on dakikanın geçtiğini fark edince arabadan inip girişe doğru baktım. Görünürde yoktu. Arayıp ısrarcı da olmak istemiyordum. Geri arabaya binip radyoyu açtım. Sıkılmıştım beklerken. On beş dakika olmuştu. Başka bir işi mi çıkmıştı acaba? Torpidoyu açtım karıştırmak için. Islak mendil, kuru mendil, toz bezi... Bu ne diye çektiğim şeyin evlilik cüzdanı olduğunu gördüm. Demek ki kimliklerle beraber bunu da almıştı. Ellerimin arasında Atlas ile olan evlilik cüzdanım duruyordu.İçim bi kötü olmuştu. Beynim bütün bu olup bitenleri kabul etmiyordu. Yan yana olan fotoğrafımıza baktım. Daha sonra da kapağındaki yazıya. Evliydim. Onunla evliydim. Başka bir koşulda olsaydı, sevinçten havalara uçardım. Şimdiyse... Çok büyük bir yüktü.
Atlas ile Mısrayı görür görmez cüzdanı geri torpidoya yerleştirdim. İkisi ayrılınca Atlas arabaya doğru geldi.
"Evet" dedi e harfini uzatarak. "Anahtar" diyince kontakta olduğunu gösterdim. Yarım saat arabada bekletmesine sinir olmuştum."Acıktım ya, önce karnımızı doyuralım" dedi. Ona sinirli olmamın sebebi kıskanmış olmam mıydı?
"Hıhı" gibi bir ses çıkardım onaylama anlamında.
Hem de Mısra'dan? Yok canım. Saçma düşüncemi zihnimin derinliklerine iterken bir yandan da müziği değiştiriyordum.Avm ye gelince indik beraber arabadan. Yemek katına çıkarken ne yiyebileceğimizi konuşuyorduk. Zaten avm olduğu için isteyen istediğini yiyebilirdi. Bir çok seçenek mevcuttu.
"Ortada buluşuruz" diyip ayrıldı benden. Pide almaya giderken ben, o da ev yemeklerinden almaya gidiyordu. Adam tek yaşadığından öyle şeylere hasretti tabii.
Boş masalardan birisine geçerken o da yanıma geliyordu. Aniden birisi koluma değince başımı kimin olduğunu görmek için çevirdim. Liseden sınıf arkadaşımdı.
"Vay vay vay" dedi Ömer. Ayağa kalkıp bana doğru uzanmasına karşılık vermek istedim."Nasılsın?" Diyip sarıldım.
"Ben iyiyim de asıl sen nasılsın? Telefon numaranı değiştirmişsin. Kimse ulaşamadı sana" dedi.
"Evet. Değiştirdim, instagramdan yazanlara cevap verebildim" dedim.
"Ece'den öğrendik biz de. Bir ara toplanalım. Bak bizimkiler de orda yemek sipariş ediyorlar" dedi.
"Tamam, çok selam söyle. Ece'den alırsın numaramı" dedim. Tekrar sarıldı.
"Görüşürüz, kendine iyi bak" diyip yanımdan ayrılınca ben de geri masaya oturdum.
"Liseden mi arkadaşın?" Diye sordu.
"Evet" dedim gülümseyerek.
"İstersen bu akşam Ece'ler de müsaitse çıkabiliriz" dedi.
"Olur aslında" dedim gülümseyerek. Kendini de dahil etmesi hoşuma gitmişti.