Üçümüz kafeye geldiğimizde her şey çoktan ayarlanmıştı bile. Bize de oturup keyfini sürmek kalmıştı. Atlas'ın önerdiği film fragmanlarına bakıyorduk bilgisayardan.
Üçümüz ortak karar verdiğimiz filmi de projeksiyona bilgisayarı bağlayıp izlemeye başladık. İlk açık hava sineması deneyimini yaşıyordum. Atlas tekli koltuğa oturduğu için de bize ikili koltuğa oturmak düşmüştü. Filme bir türlü odaklanamıyordum bugün yaşadıklarımı düşünmekten.
"Siz izlemeye devam edin, Betül gelmiş. Geliyorum hemen" dedi Atlas aniden.
"Bekleriz. Kaçırma" dedi Kerem.
"Gelsin o da işi yoksa. Çağırsana" dedim.
"Teklif ederim" diyip yanımızdan uzaklaştı. Ayakkabılarımı çıkartıp ayağımı kuma gömdüm. Kıskançlıktan içim içime sığmıyorken hislerimi içimden söküp atamıyordum.
"Hüzzam, iyi misin?" diyince Kerem'e doğru baktım.
"Bugün çok zordu. Gerçekten çok zordu" dedim.
"Filmin sonunu getiremeyeceksen eve bırakırım istersen" dedi.
"Ya şimdi Atlas hocaya ayıp olcak. Bitmesine az kaldı zaten" dedim.
"Uzanabilirsin istersen" dediğinde "yok, teşekkür ederim" dedim.
"Bana söz verdiğin bir konu vardı anlatmak için" diyince gülümsedim.
"Onu gerçekten dinç bir kafam olduğu zaman konuşalım" dedim."Hüzzam ben sana bir şey sormak istiyorum" dedi kendini toparlayıp.
"Sor" dedim ne çıkacağını çok merak edip. "Yani beni yanlış anlamanı istemem tabii ama..." diyip susunca "Kerem ne düşünüyorsan direk söyle beynim yeterince uyuşuk zaten" dedim.
"Peki. Atlas ile konuşurken laf arasında senin sınıftan hoşlandığın birisi olduğunu söyledi. Sen de bana hoşlandığın birisi yok demiştin." Diyince "laf arasında" dedim. "Laf arasında söylememiştir" dedim onu biraz daha zorlamak için. Sonuçta ne konuştuklarına şahit olmuştum. Atlas'ı satacak mıydı, bana yalan mı söyleyecekti bilmek istiyordum.
"Bugün sen gidince neden bu kadar yüklendiğini sordum sana. O ara dedi işte" dedi. O ara sen onu sevmeyeceksin de demişti. Neden o cümlesine inanmayı değil de buna inanmayı seçmişti?
"Bana yüklenme konusundan benim hoşlandığım birisi var mı diye konuşmaya ne ara geçtiniz?" dedim. Amacım onu kelime oyunlarıya daha çok uğraşarak pes etmesini sağlamaktı.
"Hayır yani sana neden kızdığını anlayamıyorum bu kadar çok. Ne yapmış olabilirsin ki? Sana kötü söz mü söyledi, uygunsuz bir hareketi mi oldu ne yaptı bu kız diye sordum. Özel sebepler dedi. Benim de aklıma aşk konuları geldi. Özel sebep ne olabilir ki?" Dedi.
"Aile konuları Kerem" dedim.
"Senin ailenle onun ne ilgisi var?" Diye sordu.
"Dediğim gibi uzun bir zamanda hem de söz verdiğim gibi, anlatacağım sana her şeyi" dedim.
"Hüzzam" diyip gözlerimin içine baktı.
"Sonra Kerem, dediğime inansan bunu hiç sormazdın bile" diyip başımı eğerek gülümsedim Atlas hocaya. Kerem biraz uzaklaştı bunun üzerine.