"Çıkalım mı artık burdan?" diyip elimi ikimizin arasını işaret ettim. Dar alanda bu mesafede sıkışıp kalmak beni yine çok etkilemişti. Konuşamıyordum ki zaten. Sıcak basmaya başlamıştı.Banyodan çıkar çıkmaz "gitsek olur mu artık?" Diye sordum.
"Yemek yiyelim, gideriz. Sipariş verdiler o kadar. Sabredemez misin?" Diye sordu.
"Edemem" dediğimde güldü.
"İlk postayı da koyduk nihayet." Dedi gülümsemeye devam ederken.
"E alışıyoruz yavaştan" dediğimde belimden tutup içeriye doğru ilerletti.
Hepimiz masaya geçip oturduk. Saçlarıma sinir olmaya başladım. Toka almayı akıl edememiştim.
"Dön canım" dedi Atlas bana. "Dön" diyip omzumdan tutup beni çevirdi. Neden arkamı döndürtmüştü ki? Aniden saçlarımı kavrayınca irkildim.
Atlas ciddi ciddi saçımı topluyordu. Herkes şaşkınlıkla onun ne yaptığını izliyordu."Versene bileğindekini" diyince Atlas, Aleyna tokayı bana uzattı. Ben de aldığım gibi Atlas'a verdim. Saçımı toplayınca "tamam" dedi. Dürümlerden birisini bana uzattı. Herkes Atlas'a yüklenmeye başlayacak gibime geliyordu nedense.
"Seni de kaybettik Atlas" dedi Gökhan.
"Saçma saçma konuşma." Diye çıkıştı Atlas da.
Onun sinirlenip sinirlenmediğini bilmiyordum ama ben çok geriliyordum. Özellikle Betül varken.
" Siz erkekler biraz yüzeysel düşünüyorsunuz. Arada böyle düşüncelileri çıkınca da kıskanıyorsunuz."dedi Aleyna. Betül'e rağmen böyle bir şeyi nasıl demişti şaşırmıştım."Biz neden kıskanalım?" Dedi Yiğit.
"Çünkü kadınlar böyle şeylere bayılır. Erkek ne kadar ince ve düşünceli davranırsa, kadın daha çok bağlanır. Daha çok aşık olur." Dedi Betül bana bakarak.
"Geç bunları. Kadınlar onları sinir eden, gıcık giden kişileri severler. Erkekler de öyle aslında, ulaşamadıkları kadınlara aşık olurlar" dedi Gökhan. Hepimizin gözleri bu sefer Gökhan'a kaymıştı. Söylediklerine katılıyordum. Atlas tam da bu tanıma uyuyordu.
Atlas kalkıp mutfağa gidince "kaçma" diye bağırdı Yiğit. Yalnız kalmak beni iyice diken üzerine bindirmişti.
"Bak görüyor musun bu konular açılınca nasıl kaçıyor?" Dedi Gökhan bana bakarak.
"Beni ilgilendirmez" diye çıkıştım Gökhan'a sanki sevgiliydik de. Omuzlarımı da sanki umursamıyormuş gibi kaldırıp indirdim.
Elinde tuzlukla gelen Atlas'a çevrildi bu sefer gözler.
Gelir gelmez tuzuluğu masaya vurdurdu sertçe. Eyvah, Atlas'ın sinirlenmeye başlamasını hiç istemiyordum. Çünkü gerçekten gıcıklaşabiliyordu."Ne yani bu durumda Hüzzam'ın Atlas'a aşık mı olması gerekiyor?" Dedi Yiğit. Gökhan gülmeye başlayınca Atlas ters ters baktı ona.
"Hayır ama tam tersi..." Diyince Gökhan "yapmayın şöyle. Cıvıtmaya başladınız yine" dedi Atlas gözlerini kısıp. Gökhan'ın sözü yarıda kesilmişti.
"Yo bence haklı. Atlas'a göre hiç alışılmadık hareketler bunlar. Sorgulamamız da gayet normal" dedi Betül.
"Bunu Hüzzam'ın yanında mı yapmanız gerekiyor? Yalnızken yüklendiğinizde bir şey demeyince oluyor tüm bunlar" Diye çıkıştı Atlas. Bir dirseğini masaya dayamış, diğer elini de bacağının üzerinde tutuyordu.
"Ne zaman konuşabiliriz ki? Artık seni yalnız görmek neredeyse imkansız, mesajda da görüldü atıp bırakıyorsun ayrıca" diyince Betül daha fazla bu konuların konuşulmasına dayanamayacağımı düşündüm. Çünkü can sıkıcı bir boyutta ilerliyordu.