Multimedya: Selen Saydak
Bölüm Şarkısı; Birileri - Zamanın Dışında Boşluğun İçinde
21 KASIM GECESİ
Ellerimi kadife kumaşın üzerinde gezdirirken aynadaki yansımama baktım. Yabancı bir kadının sureti gibiydi yüzüm. Bunun makyajla bir âlâkası yoktu. Gerginlik, tüm bedenimi ele geçirmişti ve bunu yüzümden bile anlamak mümkündü.
Birazdan saat 20.00 olacak ve Demet'le birlikte maskeli partiye gidecektik. Açıkçası bu gerilimimin sebebi sadece planı bilmiyor oluşum değil, başarısız olursak ne olacağıydı. Odamın kapısı tıklatıldı, ardından yeşil gözler göründü. Üzerine tam oturmuş dar yeşil elbise gözleriyle güzel bir uyum yakalamıştı. Ayağında siyah topuklular vardı ve saçlarını dağınık bir topuz yapmıştı. Doğal görünümlü bir makyajla ve kulağındaki küpelerle gerçekten güzel görünüyordu. Herkesin kendini öyle görmesini isteyecek kadar güzel.
Kendime baktım; Siyah elbise omuzları düşük ve etek kısmı önü kısa, arkası uzun modeldi. Hiç üzerinde taş yoktu, sade bir elbiseydi ki zaten ben isteyerek gitmiyordum. Sorun şuydu ki, parti maskeli balo temalıydı ve bu cidden benlik bir şey değildi.
Saçlarımı su dalgası şeklinde maşa yapmıştım ve cüretkâr bir renk seçerek dudaklarıma bordo ruj sürmüştüm. Bordo ve siyah uyumu bende de güzel durmuştu. Dumanlı bir göz makyajı, rimel ve allıkla tamamlamıştım makyajı. Daha doğrusu, Sena'ya inmiş ve ona yaptırmıştım. Kendim de yapabiliyordum ama o daha becerikliydi. Kendisi zaten saatler kala hazırdı, ne heyecandı o öyle!
"Hazırsan aşağı inelim mi?" İçeri tamamen girdi ve kapıyı kapattı. Ona doğru döndüm ve telefonumu alarak mesajları kontrol ettim. "Henüz mesaj atmamışlar. Mesaj atınca inersiniz demişlerdi. Biraz daha bekleyelim."
Başını 'tamam' anlamında salladı. Siyah topukluları da ayağıma giydim ve onları beklemeye koyulduk. Aynada saçlarımı düzeltirken Demet de beni izliyordu. "Ruj biraz abartı değil mi? Yani, ben olsam sürmeye cesaret edemezdim."
"Ben de normalde sevmem ama yakıştı diye sürdüm. Yakışmamış mı yoksa?"
"Yok, hayır. Çok güzel durmuş ama... Şey, fazla şey işte."
Bu kız neden bu kadar çekingendi? "Fazla şey ne işte?" Düşündükten sonra, "Çekici?" diye sordum.
Başını aşağı yukarı salladığında bir rujun mu kadınları çekici gösterdiğini düşündüm. Bir sonuca varamayınca susmayı tercih ettim. O sırada telefonuma gelen mesaj sesiyle hemen elime aldım ve açtım.
'Maviş Öküz:
Aşağıdayız. Acele edin, iki saat sizi bekleyemeyiz!'"Hah! İki saat bizi bekleyemezlermiş! Öküz!" Kendi kendime söylenirken Demet dediklerime kıkırdadı. Bordo renk çantamı elime aldıktan sonra telefonumu içine tıkıştırdım. "Hadi gidelim."
Birlikte odadan çıktığımızda annem yine Kübra'nın doğum gününe giderkenki bakışlarını attı ama bir şey söylemedi. Sadece klasik kuralları saymaya başladı. "En geç 12'de evde olunacak. Tek başınıza gelmek yok. Babanı ararsın o alır sizi."
"Biz zaten Aras'larla-" Demet'in başladığı cümleyi duyunca gözlerim büyüdü ve hemen dirsek attım karnına. Böylece cümleye devam edemedi ama annemin şüpheli bakışları ikimizin üzerinde dolandı. Gözler kısık, bakışlar bıçak mübarek!
Şirince gülümsedim. "Biz gidelim, değil mi Demet?"
"Hı hı." dedi hemen. Hızlı adımlarla -hatta koşarcasına- kapıya ilerledik. Annemin arkamdan dediklerini kulak ardı ettikten sonra paltomuzu giyerek evden çıktık.
![](https://img.wattpad.com/cover/142208770-288-k327858.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Teen FictionHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...