SSY|55.BÖLÜM

56 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Stray Kids - B Me (bu grup o kadar değerlenecek ki :D)

🍁 🍁 🍁

Gözlerimi hızla kırpıştırarak içinde bulunduğum durumu anlamaya çalışırken korkuyla çarpan kalbimin sesi zihnimde yankılanıyordu. Her bir damarımdan korku zerrelerinin aktığına yemin edebilirdim. Hızla birkaç adım ondan uzaklaştığımda onun da benim gibi şaşkın ve ne yapacağını bilemez bakışlarını gördüm. Adeta elim ayağım birbirine dolaşırken o utançla elini ensesine götürmüştü.

"Üzgünüm."

"H-ha? Yanlışlıkla oldu! Unutalım gitsin! Hiç yaşanmadı farz edelim." Aceleyla onu cevapladığımda gülümsemeye çalışarak elimi önemli değil dercesine sallamıştım ama tedirgin olduğumu fark etmişti.

"Sen iyi misin?"

"Haha! Tabii ki! Mükemmelim." İyice batırdığımı anladığımda yutkundum ve  "Üzerimi değişip geleyim." diyerek bu bahaneye sığındım. Topu yere bırakıp kaçarcasına çimenlerinden üzerinden koşarak eve girdim ve Aras'ın görüş açısından çıkar çıkmaz sırtımı duvara yasladım. Kalbimin tam üstüne yerleşen büyük bir huzursuzluk nefes almamı zorlaştırıyordu. Biri görmüş olabilir miydi? Ya bizimkilerden biri gördüyse ve yanlış anladıysa? Olabilir miydi? Hayır, bizi tanıyorlardı, değil mi? Saçma şeyler düşünmezlerdi, değil mi?

Oflayarak merdiven basamaklarından birine oturduğumda ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Ne yapacağım ben?" diye sordum kendi kendime bir cevap alamayacağımı bile bile.

Kendimi kalkmaya zorlayarak doğruldum ve merdivenlerden çıkarak odama girdim. Kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım, sinirle yüzümü yastığa bastım. "Allah'ım delireceğim şimdi!" Yastığı yüzümden çekip tavana baktığımda sakinleşmem gerektiğini söyleyip duruyordum kendime. Kazaydı, bilerek olmadı. Şu an kendimi yerden yere vursam bile az önce olanları değiştiremem. Aras Kuzey'in kardeşiyken ve ben Kuzey ile sevgiliyken nasıl sakin olabilirim ki?

Ağlarcasına ayağa kalkıp elime bir tişört ve şort alıp yatağın üzerine attım. Üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkarıp fırlatırken kuru giysilerimi giyip hızlıca odadan çıktım. O sırada merdivenlerden çıkan İlksen'i gördüm, beni fark edince gülümsedi. "Saçlarını kurutmamışsın," dediğinde saçlarımın hala ıslak olduğu yeni aklıma gelmişti. "Ben de benimkileri kurutacaktım, gel senin saçlarına da kurutayım." Elimden hafifçe tutup banyoya ilerlediğinde itiraz etmeden onu takip ettim. İkimiz de banyoya girdik ve İlksen kurutma makinesini fişe takarak saçlarımı kurutmaya başladı. Yumuşak elleri saçlarıma değerken yüzüme kurutma makinesinin çıkardığı hava vuruyordu.

"Yorgun musun?" diye sordu, gözlerimi ona çevirerek başımı iki yana salladım. "İyiyim."

"Bir şey olduysa bana anlatabilirsin." Her daim yumuşak çıkan sesi fazla rahatlatıcıydı. Derin bir nefesi dudaklarımdan verirken birkaç saniye aynaya baktım. Söyleyip söylememek arasında gidip geldiğim o kısa anın sonunda dudaklarım aralanmıştı bile.

"Bir şey oldu," dediğimde dinlediğini gösterircesine başını salladı. "Siz Batu'nun peşinden koştuktan sonra biz Aras ile voleybol oynamaya devam etmiştik. Sonra topu ondan almak isterken... Şey işte... Dudağım..."

Gözleri şaşkınlıkla açıldı ama bunu hızla gizleyerek tepki vermeden saçlarımı kurutmaya devam etti. "Özür diledi, ben de önemli değil, kazaydı diyerek geçiştirdim ve hemen bahçeden ayrıldım."

Birkaç saniye daha kurutmaya devam etti, sonrasında makineyi bir kenara koyarak yüzüme baktı. "Pekâlâ, hoş bir durum değil ama burada senin de Aras'ın da bir hatası yok, değil mi? Yanlışlıkla olan bir şey, aynı şey bana da olabilirdi, başkasına da."

SON SABAH YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin