Multimedya: Kuzey, Nefes, Aras
Bölüm Şarkısı: Girl in Red - I'll Die Anyway🍁 🍁 🍁
Ilık esen rüzgâr kapalı gözlerimin ardından kirpiklerimi okşarken hissettiğim bu huzurun kaybolmaması için her şeyimle Tanrı'ya yalvarmaya hazırdım. Bir daha aramızın bozulmaması, bir daha beni o kapının ardında bırakmaması, elimi hiç bırakmaması için ne gerekiyorsa tekrar tekrar yapabilirmişim gibi hissediyordum. Gözlerimi açıp yeniden gökyüzüne baktığımda gülümsedim. Sanki yıldızım da bana gülümsedi, yanıp sönmeye başladı.
"Çok güzel görünüyorsun." Sesini duymamla gözlerimi mavileriyle buluşturdum. Ay ışığının altında çelik mavisi irisleri öylesine parlıyordu ki gözlerinde bir galaksi yattığını düşünüyordum. Ona gülümsediğimde bana gülümsedi, elleri sıkıca ellerimi kavradı. "Yıldızları izlerken küçük bir kız çocuğuna benziyorsun."
Kıkırdadım. "Ve sen bu kız çocuğunu izlemeye doyamıyorsun."
"Tıpkı o kız çocuğunun gözlerimi izlemeye doyamaması gibi." Sırıtarak bana göz kırptığında gözlerimi devirdim.
Geldiğimiz yer neresiydi bilmiyordum ama Kuzey burada oturmayı sevdiğini ve gitmemizi istediğini söylediğinde merakla onu takip etmiştim. Kuytu köşede kalmış bir tepelikti burası ve uzaktan denizi görebiliyorduk. Altımız çimlerle kaplıydı ve etrafımızda kimse yoktu. Saate en son anneme Kuzey ile olduğumu ve geç döneceğimi mesaj atarken bakmıştım ve 22.30'u gösteriyordu, şu an o saatin üstünden geçeli çok olmuştu ancak kaç olduğunu kestiremiyordum. Gece yarısını devirmişizdir diye tahmin ediyordum. Birazdan annemin aramaya ve beni azarlamaya başlaması an meselesiydi ama bunu dert etmeyecektim. İstanbul'a döndüğümüzden beri sorunlar peşimizi bırakmamıştı ve biz birbirimize destek olmaya çalışırken bir anda ortalık karışmış, ikimiz de incinmiştik ancak artık her şey sona ermişti. Sonunda nefes aldığımı hissediyordum ve bu anın bitmesini istemiyordum.
Yıldızıma bakarken dalıp gittiğimi fark ettiğinde bu defa gözlerini benim gibi gökyüzüne çevirdi. "Gerçekten sana bir yıldız satın almamız gerekecek, böyle olmuyor."
Düşüncelerimi ayrı kıyılara savurdum ve hevesle ona baktım. "Sahiden bu yapılabilir mi?" diye sordum. "Yıldız almak istiyorum! Kim satıyor ki onları? Nasıl sahiplenmiş ayrıca, nereden onun oluyor da satıyor ki?" Kendi kendime kaşlarımı çatıp düşündüğümde bir şey söyleyecekti ki aklıma gelen düşüncelerle konuşmaya devam ettim. "Biliyor musun, Gumball'un bir bölümünde Richard tüm paralarıyla bir yıldız alıyordu! Çok pahalıdır kesin ya, Türk lirasına çevirsek bir de! Alamayız Kuzey, deği-"
Dudaklarımın üzerinde dudaklarının baskısını hissettiğimde gözlerim şaşkınlıkla açıldı, onun ise göz kapakları kapalıydı. Elini yanağıma yaslayıp beni öpmeye başladığında gözlerim kapandı, ona karşılık verdim. Kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı ve ellerim istemsizce üzerindeki tişörtü sıkmıştı. Onu özlemiştim. Onu gerçekten çok özlemiştim ve bunu beni öptüğünde kalbimin en derininde hissetmiştim. Kendini geri çektiğinde dudaklarımız ayrıldı ancak fazla uzaklaşmadı.
"Sanırım artık seni böyle susturmalıyım." dediğinde sırıtıyordu. "Sakin ol ve nefes al."
Dediğine kaşlarımı çattım ve omzuna vurarak benden uzaklaşmasını sağladım. "Ne diye beni susturuyorsun? Sana hayallerimi anlatıyordum!"
"Hayallerini anlatmıyordun güzelim, konudan konuya atlıyordun ve sana yetişmek imkânsızdı. Beni dinleseydin sana yıldızların satın alınamadığını, yalnızca şaka yaptığımı söyleyecektim."
"Ne?" Hayalkırıklığıyla dolu gözlerimi görünce sıkıntıyla alnını sıvazladı.
"Güzelim o yıldız zaten sana ait, neden tekrar satın alalım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Teen FictionHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...