Bölüm Şarkısı: Gripin - Durma Yağmur Durma
🍁 🍁 🍁
Zihnimdeki mezarlığın ağır geldiği anlar vardı. Düşünceler kendilerini öldürmeden mezara koyduklarında daha da ağırlaşır ve ben zihnimin yükü azalsın diye yüreğimle sırtlanırdım.
Zihnim ağır geliyor ama yüreğimde yer yok. Her bir tarafı onunla dolu, şimdi nasıl sırtlanacağım kırıklarımı söylesene? Nasıl kaldıracağım yeniden kırılmayı?
"Daha anlatacaklarım bitmedi!" diye bağırmaya devam etti. Gözlerim Aras'ın gözlerine değdiğinde korkunun pençeleri geçiyordu gözlerinden. Kırdığının kalbim olduğunu biliyordu. Ona güvendiğimi de hep biliyordu ve binlerce kez anlatmasını söylememe rağmen sakladıkları yüzünden aramızın bir daha eskisi gibi olmayacağını biliyordu.
"Sus artık sus!" diye bağırdı Aras Görkem'e bakarken. Hâli bir harabeyi andırıyordu.
Görkem alayla güldü ve başını iki yana salladı. "Ben yandıysam seni de yakarım, Karahan!"
"Anlat." dedim titreyen bir sesle. Ardından yutkundum ve içimdeki deli gücü aradım. Güçlü olmak zorundaydım. Omuzlarımı dikleştirdim ve Görkem'e doğru iyice yaklaştım. Arkamda kalmış olan Kuzey beni omzumdan tuttuğunda sinirle omzumu silktim ve "Bırak!" diyerek elini ittim. Şu an hiç kimseyi dinleyecek durumda değildim.
"Doruk'un seni aldattığı geceyi hatırlıyor musun? Selen'leydi." dedi, kelimeleri sarhoş olduğundan dudakları arasında yutuluyordu ama ne dediğini anlıyordum.
"Evet." dedim, Doruk ve Selen konusunun nereye çıkacağını hem sinirli hem de meraklı bir şekilde bekliyordum.
"Doruk neden seni çok severken birdenbire araya Selen girdi? Selen ile ayrıldıktan sonra bir kere bile ona yüz vermemişken ve Selen'in elinin altında onca kişi varken neden Doruk'u istedi?"
Duraksadım. Dedikleri şüphe duymam gereken şeylerdi. Öyleydi de, mantıklı düşününce tüm yapboz parçalarının aslında eksik olduğunu görüyordum. Selen'in Doruk'u sevdiği için veya hırs için bunu yaptığını düşünmüştüm ama anlıyordum ki değildi.
Hiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı.
"Çünkü o 'Ruh İkizim' dediğin çocuk seni Doruk'la görmeye dayanamadığı için Selen'i ikna etti! Seni bile isteye sevdiğin çocuktan ayırdı!"
İçimde cam parçalarının seslerini duydum. Binlerce kez parçalanan güvenim artık toparlanamaz hâlde paramparça olmuştu. Yara bantlarıyla iyileştirmeye çalıştığım o düzensiz bozuk şekil bile parçalanmış ve yara bantları üzerinde kan damlalarıyla etrafa saçılmıştı.
Şimdi içimdeki her şey dağılmıştı.
Kendime binlerce kez aptal, güçsüz, korkak demiştim. Ben aptal değildim, bir insan etrafındaki herkes usta bir yalancı diye aptal olmazdı. Ben güçsüz değildim, bir insan etrafındaki herkes onu kırıyor ve o hiç dur diyemiyor diye güçsüz olmazdı. Ben korkak değildim, bir insan etrafındaki herkes gerçeklerden kaçarken o sadece kulaklarını kapadı diye korkak olmazdı.
Kırıldığımı göstermeyecek kadar dik durduğum kırılmadığım anlamına gelmezdi.
Kırılıyordum ve kırıldıkça yıldızımın ışığını çalıyordum, umutlarımı yakıyordum, kendimi öldürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Ficção AdolescenteHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...