İki hafta içinde bölüm atacağımı mı söylemiştim¿ Unutun gitsin. Ne zaman şu tarihte bölüm yayımlayacağım desem asla olmuyor, bu yüzden artık dememeye karar verdim dğhüjşfğhşq Onun yerine size art arda iki bölüm fırlatayım, böyle telafi edeyim demek istedim. Bugün 49. bölüm, yarın 50.bölüm ve bu defa evet vallahi yayımlayacağım 🌺
Multimedya: Multimedya işte.
Bölüm Şarkısı: TK - Unravel ( Tokyo Ghoul Opening )
(Şarkı çok anlamlı, çaresizliği her hücreme kadar hissettiriyor. Yıllardır, çok geniş bir müzik listem olmasına rağmen hiç bir şarkıyı dinlerken hissettiğim kadar çaresiz hissetmedim. Tokyo Ghoul'u çok sevmiyorum ama başlangıcı gerçekten mükemmel. Onu da ikinci sezonda berbat ettiler ama neyse...)
Evet, şimdi bölüme geçebilirsiniz. Bu bölümü yazarken neden zorlandığımı sonlara doğru anlayacaksınız. İyi okumalar¡ ✨
🍁 🍁 🍁
Başarmak mı istiyorsun? Deneyeceksin. Defalarca düşecek, dizlerini mahvedeceksin ama yine de kalkacak ve devam edeceksin.
Kazanmak mı istiyorsun? Çabalayacaksın. Defalarca kaybedecek, gecelerce ağlayacaksın ama yine de vazgeçmeyecek ve durmayacaksın.
Ve sonunda, sen kazanan olacaksın. Bunu sadece sen yapabilirsin. Bunu sadece ben yapabilirim. Bunu sadece biz yapabiliriz.
Gözlerimin kararması korktuğum felaketin tam olarak başıma gelmesiydi. Önümü görememiş, batmaya başlamıştım. Biri beni kurtarır mıydı? Kurtaramazdı. Ben kendimi suyun derinlerine bıraktığım an kaybetmenin ağırlığı beni ezer ve yok ederdi. Kendim kalkmazsam bu beni mahvederdi.
Kirpiklerimi kırpıştırdım, zihnimdeki bulanıklık hâlâ yerinde olsa bile devam ettim. Anlık duraksamam karşı takımdan Zihin isimli kıza bir avantaj olmuş olmalıydı, benden önce bitirmesi yüksekti. Kaybetsem bile öylece suyun ortasında bir cankurtaranın beni kurtarmasını bekleyemezdim. Gözlerimin perdesi yavaşça açılırken yarışın sonuna gelmiştim bile. Başımı sudan çıkarırken derin bir soluğu içime çektim ve hızla havuzun kenarına tutundum. Yüzümden akan suları tek elimle silmeye çalıştığım sırada Zihin'in benden önce bitirmediğini gördüm. Aynı anda çıkmış gibiydik. O da mı bir sorun yüzünden duraksamıştı? Yoksa benden daha mı yavaş yüzmüştü?
"Salise farkına bakacağız," diyen ses kulaklarıma sadece değip gitmişti. Bakışlarımı Zihin'e çevirdiğimde yine dümdüz bir ifadeyle baktığını gördüm. Odağım seyircilere döndüğünde Batu gülerek bana baş parmağını kaldırdı. Ona tebessüm ettim ama kafamın içi o kadar doluydu ki, doğru düzgün odaklanamıyordum. Belli etmemeye çalışsam bile sürekli gözlerimin kararması ödümü koparıyordu.
"Kayıtlara bakıldı," Düşüncelerim durup benimle aynı anda müdüre doğru başlarını çevirdikleri sırada Zihin doğrudan karşıya bakıyordu. "Kazanan..." Denedin, kazanamasan bile denedin. "Nefes Özgün!"
Gözlerim kocaman açılırken şok içinde Zihin'e baktım. Hafifçe tebessüm etti ve beklemeden havuzdan çıktı. Aralık dudaklarım bir gülümsemeye kucak açarken seyirci koltuklarında oturan bizim okuldan kişiler sevinçle bir şeyler bağırıyorlardı ama anlayamıyordum. İnanamıyordum, gözlerim kararmasına rağmen kazanmış olmama inanamıyordum. "Böylelikle 3-1 skorla kazanan okulumuzun takımı oluyor! Tebrikler."
Alkış ve ıslık sesleri adeta okulu inletirken kocaman gülümsedim. İnci elinde tuttuğu bornozumla birlikte yanıma ilerlerken havuzdan çıktım ve hızla havlularıma sarıldım. Sudan çıkınca anında üşümeye başlamıştım. Bade ve Demet'in oturduğu banka ilerleyip yanlarına kurulduğumuzda hâlâ alkışlar kulaklarımda çınlıyordu. Kazanmıştık, gerçekten başarmıştık. Gözlerim kararmış ve kaybedeceğime inanmış olsam dahi yapmıştım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Novela JuvenilHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...