60 bölüm mü :O
Multimedya: Classroom of 2018
Bölüm Şarkısı: TXT - Lo$er = Lover🍁 🍁 🍁
Yemeklerimizi yememizin ardından biraz daha alışveriş merkezinde takılmış, akşam saatlerine yaklaştığımızda korku evine gitmek üzere ayrılmıştık. Sena, Aras ile alışveriş merkezinde gezindiği ve her gördüğü şeyi alma huyu olduğundan elinde bir ton mağaza poşetleriyle dönmüştü. Kağan kendine yeni bir elektro gitar almıştı. Reyhan ve Batu yalnızca Utku ve İlksen'i yalnız bırakma planımız için boş boş gezindiklerinden hiçbir şey almamışlardı. Bizim Kuzey ile aldığımız bileklikler ise poşetlere sığmayacak kadar küçük ama beni bakıp bakıp gülümsetecek kadar değeri büyüktü.
Sağ bileğimin üzerindeki sonsuzluk bilekliğimin üzerine bir gemi bilekliği eklenmişti. Bunu kendi kafamda 'sonsuz bir yolculuk' olarak anlamlandırarak hemen edebiyata bağlamıştım tabii ki. Çapa bilekliğine ise bu yolculukta bana eşlik eden, fırtınalardan kurtulmamı ve bir limanda dinlenmemi sağlan bir anlam yüklemiştim. Her şeye anlam yüklemesem olmuyordu çünkü, hayatım resmen her detaya kendimden bir şeyler saklamakla geçmişti.
Bir yıldıza yüklediğim anlamla başlamıştı cümlelerim, nasıl bitecek ben de merak ediyordum.
Gözlerimi bilekliklerimin üzerinden çekip Utku'ya çevirdiğimde sırıta sırıta yürüdüğünü fark etmemle gözlerimi kıstım. Hızlıca yanına gidip koluna girdim dikkatini çekmek için. İri mavileriyle bana baktığında "Neden sırıtıyorsun, Chickuso66?" diye sordum ona kendi aramızda belirlediğimiz gizli ismini kullanarak.
Kocaman gülümseyerek "İlksenişim'in benden hoşlandığını düşünmeye başladım, Pikachuso26!" dedi heyecanla.
Biz fısıldaşarak konuşurken İnci merakla aramıza başını uzattı ve "FBI ajanı mısınız?" diye sordu sessizce. "Neden gizli gizli dedikodu yapıyorsunuz? Hani bana?"
Utku onun başını itti ve aramızdan çekimesini sağladı. "Senin arkandan konuşuyorum, Koca Göz! Git de arkandan konuşmaya devam edeyim, yüzüne söyleyemem!"
İnci ona kaşlarını çatarak el hareketi çekti ve uzaklaştı. Yine ikimiz kaldığımızda fısıldaşmaya devam ettik kaldığımız yerden. "Nasıl anladın senden hoşlandığını?"
"Önce onun patatesi geldi, patates en sevdiği yemek olmasına rağmen bana verdi yemem için! Bu evlenme teklifi değil de ne?"
"Yani sen çocuk gibi patates diye ağlamadın, o öylece verdi öyle mi?"
Başını sallayarak onayladı beni. "Allah çarpsın zırlamadım. İlksenişim verdi."
Gözlerimi kocaman açtım. "Bu resmen evlenelim, seksen yaşımızda birlikte rock n roll dinleyelim teklifi Chickuso66!"
"Değil mi, değil mi! 'Gel beni kaçır, Prens Utku!' dedi!"
"Bir saattir sizi dinliyorum, yemin ediyorum beynim kulaklarımdan aktı." Bir anda Aras'ın sesini duymamızla ikimiz de ona baktık, bize yüzünü buruşturarak bakıyordu. "Aptal mısınız siz?"
"Sence?" diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Bunu sorması bile hataydı, bizi dinlemesi daha da büyük bir hataydı.
"Yakalandık, Pikachuso26! Hemen yerimizi değiştirmeliyiz!" dedi Utku beni çekiştire çekiştire Aras'tan uzağa çekerken.
Bizi duyamayacaklarına emin olduğumda "O hâlde yarın teklif edecek misin?" diye sordum ona merakla.
"Teklif mi? Şimdi mi? Çok erken değil mi? Daha yeni reşit olduk, ya babası İlksenişim'i vermezse?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Genç KurguHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...