Bölüm Şarkısı: Ryland James - Shoulder To Cry On
🍁🍁🍁
Hızlı adımlarla apartmandan çıkarken aklımda bin bir farklı düşünce dolanıyordu ve zihnimde başlayan ağrı şakaklarıma iniyordu ancak umursamıyordum. Tek bildiğim olabilecek en kısa sürede Kuzey'e ulaşmaktı. Onu aramış ve mesajlar atmıştım ancak hiçbirine dönmemişti, daha yarım saat geçmiş olması da bir şeyi fark ettirmiyordu. Eğer bugün onunla konuşamazsam her şey çok daha kötü bir hâl alacaktı, bekleyemezdim. Bu yüzden evine gidiyordum.
Sokak lambalarının ışıkları etrafı aydınlatırken karşı apartmanın kapısını ittirdim ve içeri girdim, merdivenleri çıkmaya başladım. Ne diyeceğim hakkında bir fikrim bile yoktu ancak diyeceklerime inanmasını istiyordum, en azından beni dinlemesini. Nasıl biri olduğunu biliyordum ve eminim şu an benimle konuşmak istemiyordu ama yapmalıydı, yoksa kendi kendini yiyip bitirecekti. O fotoğraflara bakıp duracak ve kendini kötü hissetmeye devam edecekti.
Kapının önünde durduğumda zile basmak ve kapıyı tıklatmak arasında gidip geliyordum. Derin bir nefes alarak kapıyı iki defa tıklattım, içeriden hiçbir ses gelmedi. Bekledim, ardından birkaç kez daha tıkladığımda içeriden hareketlenme sesleri geldi. Kalbim hızla çarpmaya başlarken korkuyordum ama yine de dik durmaya çalışıyordum. Kapı deliğinden baktığını hissettiğimde "Benim." dedim. Beni duyduğunu biliyordum ancak hiçbir şekilde ses vermedi.
"Açmayacak mısın?" Aynı sessizlik devam etti, elimi kapıya yasladım. "Lütfen, aç konuşalım."
Kendimi çaresiz hissediyordum. O cevap vermedikçe dediklerim kulaklarıma anlamsız sözler olarak doluyor, gözlerine bakamadan konuşmak beni huzursuz ediyordu. Ne diyeceğimi şaşırıyordum. Gerçekten suçlu değildim, onu aldatmamıştım ancak onu kötü hissettirdiğim için suçlu hissediyordum. Beni dinlemek istemiyordu. Aradığında açsaydım bana diyeceklerini şu an söylemesini istiyordum. Bana bağırıp çağırması önemli değildi, konuşmamasından daha kötü olamazdı.
"Beni dinlemelisin." dediğimde karşılık olarak aldığım tek cevap sessizlik olmaya devam etmişti. Kapıya yaslı elimi istemsizce yumruk yaptım. Aramızdaki bu kapı ruhlarımız arasında binlerce metre mesafe varmış gibi hissettiriyordu. Kapının hemen arkasında olduğunu, beni kapı deliğinden görebildiğini biliyordum ancak beni göremiyormuş, duymuyormuş gibi geliyordu. Bunun sebebi aptal bir kapı değildi, aptal birinin attığı fotoğraflardı. Benim Aras ile aramda geçenleri Kuzey'e söyleme cesaretinde bulunamamam ve konu sonsuza kadar kapandı zannederken bir anda ortaya çıkmasıydı. Suçluydum ancak her şeyde değil.
Umudumu kaybetmeden konuşmaya devam ettim. Seni asla aldatmayacağımı biliyorsun, Kuzey. Bilmelisin... O fotoğrafların göründüğü gibi olmadığını beni dinlersen anlayacaksın. Lütfen."
Saniyeler birbirlerine zincirlenmeye başladı, gözlerim ayakkabılarıma indi. Bana cevap vermemesi umudumu kırıyordu. Bağırıp çağırmasına ihtiyacım vardı, belirsizlik beni mahvediyordu. Onu görememek, ses tonundan hislerini anlayamamak ellerim bomboş beklememe sebep oluyordu.
Cevap vereceğine olan inancım azalırken kapının arkasından bir tıkırtı sesi geldi, tahminimce elini kapıya yaslamıştı. "İnanmadım." diyen sesini duyduğumda gözlerim kocaman açıldı, kalbimin tam ortasında solmaya başlayan umut filizi tekrar yeşerdi. "Ali ile olanlara yalnızca güldüm ama Aras..."
Yutkundum. Ali'yi basitçe açıklayabilirdim ancak Aras'ı nasıl açıklayacaktım gerçekten emin olamıyordum. Bekleyemezdim, bana tam şu an cevap vermişken diyeceklerimi düşünemezdim. "Sana yemin ediyorum, kazaydı." dedim hiçbir düşüncenin kafamı istila etmesine izin vermeden. "Batu'nun hepimizi ıslattığı gün, siz onu kovalarken biz arka bahçede Aras ile yalnız kalmıştık. Voleybol oynamaya devam ettik ama Aras boyumla dalga geçiyordu, topu yükseğe kaldırdığında tek amacım sadece topu almaktı ama..." Gözlerimin dolmaması için çok uğraşıyordum. "Gerçekten kazaydı, bana inanmalısın, Kuzey. Seni sevdiğime, sana ihanet etmeyeceğime inanmalısın."
![](https://img.wattpad.com/cover/142208770-288-k327858.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Roman pour AdolescentsHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...