SSY|39.BÖLÜM

198 27 26
                                    

Bölüm Şarkısı: Shawn Mendes - In My Blood
Multimedya'da Nefeslerin grup var!

🍁 🍁 🍁

Karneleri aldıktan sonra Sabah Kafe'ye gelmiştik. Bir elimde karnemle birlikte aldığım teşekkür belgesini, diğer elimle içtiğim kolayı tutuyordum. Ucu ucuna da almış olsam sonuçta belge almıştım. Bu konuda Aras'ın bana verdiği kopyalar da çok etkiliydi, Kuzey'in oturtup matematik çalıştırmasıyla birlikte projemizi bitirişi de.

Kolamı yudumlamaya devam ederken İnci iyice dağılmış grubumuzun dikkatini çekmek adına ellerini çırptı. Bunun üzerine Aras'ı konuşturmaya çalışan Sena ile İlksen ve Utku'ya gözlerini deviren Kuzey dâhil hepimiz gözlerimizi ona çevirdik. Elinde tuttuğu telefonu kapatıp masaya koyarken kocaman gülümsüyordu.

"Ne oluyor, Kore Çakması?" diye sordum pipeti dudaklarım arasından çekerken. Kolamı masaya koyduğum sırada İnci heyecanlı görünüyordu.

"Kağan buralardaymış, ben de onu buraya davet ettim! Sevgilimle tanışıyorsunuz millet." Dediklerine gözlerim kocaman açıldı. Kağan'ı hatırlıyordum ama tek kelime etmişliğimiz yoktu. Şimdi birden bire onun geliyor oluşu beni şaşırtmıştı.

Utku sırıttı ve önündeki kurabiyelerden İnci'ye attı. "Sana katlanan çocuk mu? Gelsin de bu büyük başarısı için onu kutlayalım." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım. Utku yine İnci'yle uğraşıyordu. Genel olarak bakılırsa Utku herkesle uğraşıyordu gerçi...

İnci üzerine gelen kurabiye kırıntılarını silkeleyip gözlerini kıstı ve öne doğru eğildi. "Bana bak, Civciv Çocuk. Eğer ki Kağan'ın yanında saçma sapan hareketler yapar, saçma sapan şeyler söylersen senin saçlarını yolar mezarına çiçek niyetine ekerim."

Ve bu cümle masadaki herkesin ağzını açık bıraktı. Özellikle Utku, korkuyla sandyesini geri kaydırdı. "Aşırı ciddiydi, ben korkmaya başladım Nefsom."

"Kanka ne yalan söyleyeyim, ben de korktum şu an..."

Gözlerimiz kocaman İnci'ye bakarken İnci az önce söyledikleri bizim hayal ürünümüzmüş ve hiçbir şey olmamış gibi şirince gülümsedi. Ardından sakince kahvesini yudumlamaya başladı. Utku'yla aynı anda birbirimize bakıp ardından kolalarımıza sarıldık ve çenemizi kapadık.

Kağan nasıl biriydi bilmiyordum ama İnci'ye iyi geldiği kesindi. Arada bir 'Uzak mesafe aşkım var benim!' diye efkarlansa da sonuç olarak onu gülümsetiyordu. Bir an için eski günleri hatırladım. Doruk ile olan gülüştüğümüz anları. Anılar tıpkı başımdan aşağı dökülen bir su kovası gibi üzerime akarken gözlerimi kırpıştırıp Kuzey'e baktım. Doruk ve Kuzey arasındaki fark o kadar büyüktü ki...

Sevgili olmak sadece mutlu olmak demek değildi. Sevgili olmak, aile olmaktı, arkadaş olmaktı, ağladığında yanında, güldüğünde yanında olmaktı. Ve ben, onunla sevgili olmadığım hâlde bunların hepsini onunla yaşamıştım.

Kuzey ona baktığımı fark edince başını bana çevirdi. İstemsizce gülümsediğimde eli havalanıp saçlarımı karıştırdı ve yüzünde bir sırıtış oluştu. Dudaklarım arasındaki pipeti çıkardım ve homurdanarak saçlarımı düzelttim. Saçlarımla derdi neydi bu insanların?

Gözlerim İnci'nin yanında oturan Aras'la kesişti. Kahverengileri bana hep tuhaf bakıyordu. O geceden beri hiç çıkarmadığı kapüşon yine ve yine yerindeydi. Gözleri Kuzey ve benim üzerimdeydi. Ona her baktığımda dünyanın en kötü şeyini yapıyormuşum gibi hissediyordum ama aslında tek yaptığım sadece sevmekti. Sadece seviyordum, bağıra bağıra söyleyerek kimseye duyurmadan, seviyordum. Sırf birilerini üzmemek için kendimi üzdüğüm çok zamanlar olmuştu ama sonunda hep herkes mutluluğa kucak açtı ve ben yalnız başıma yolun ortasında kaldım. Bunu yapmamalıydım. Bunu yapmamalısın.

SON SABAH YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin