Bölüm Şarkısı: Şekersiz - En Güzel Yaşımdı
Wattpad sağ olsun yine şarkıyı ekleyemiyorum. Teşekkürler Watty¡
🍁 🍁 🍁
"Yarın, saat altıda. Sahilde." diye tekrar ettim yeniden anlamıyormuş gibi. Gözlerimi kırpıştırarak tatlımı yemeye devam ederken derin bir nefes aldım ve ağlarcasına inledim. "Ne diyecek ki? Neden şimdi değil? Ben meraklı bir kızım, bunu bile bile neden yarın?"
Bir kaşığı diye ağzıma tıktığımda Utku omuzlarını silkti. "Aşk itirafı yapacak desem, bana aşık nasıl sana etsin. Sahilde yürümek istiyordur desem, yarın canının sahilde yürümek isteyeceği ne malum? Aklını karıştırmak istiyor desem, aklın yok neyi karıştıracak?" Başını yana yatırdı ve dudaklarını büzdü. "Anlayamadım ben de, kanka."
Dediklerini zerre umursamadım. Eklerden birini ağzıma atarken kendi kendime konuşmaya devam ettim. "Şimdi eğer ben yarın gitmezsem, bana diyecek ki neden gelmedin, ben de cevap veremeyince beni boğacak. Gidersem, bana ne diyecek bilmediğim için heyecandan kalpten gideceğim." Kaşlarımı çattım. "Utku galiba ben iki şekilde de ölüyorum."
Utku gülerken pastasını çatalladı. "Kanka bence sen git direkt at şuradan kendini. Hiç uğraştırma."
Kaşlarım iyice çatıldı. "Sen benim ölmemi mi istiyorsun Utku? Şimdi böyle mi olduk, Utku?" Elinden tabağı çektim ve mutfak masasına bıraktım. Bana dudaklarını bükerek, pastaya terk ettiği evladıymış gibi bakarken kollarımı kavuşturarak klasik trip duruşuna girdim. "Ya Nefsom!" diyerek sarılmaya çalıştı ama yan dönerek onu reddettim.
"Ama şimdi neden trip atıyorsun ki? Yani ben sadece sen uğraşma diye dedim." Ona dik dik baktığımda sevimli bir şekilde gülümsedi. "Tamam ben seni atarım, ona da uğraşmak istemiyorsun. Ne üşengeç çıktın sen!"
"Utku!" dedim yüksek bir sesle. Ağzına hayali bir fermuar çektiğini gösterdi ve sandalyeye geri oturup bacaklarını kendine çekti. Nefesimi dudaklarımdan bırakırken ofladım ve ben de sandalyeye geri oturdum. Tatlı yemeye devam ettim. Ardından "Sence gitmeli miyim?" diye sordum.
Utku bir ileri bir geri sallanırken gözlerini bana çevirdi. "Git," dedi samimi bir sesle. "Kuzey boş boş gel gezelim diye seni çağırmaz. Bir şey konuşacaktır."
Düşünürceler içinde başımı salladım. Tatlının son lokmasını da yediğimde Utku'nun elinden çektiğim pastaya baktığını fark edince dayanamadım ve tabağı ona geri uzattım. Gülümsedi ve tabağı alıp pastayı bitirdi. Bitirdikten sonra yumruk yaptığı elini uzattı, istemsizce güldüm ve yumruklarımızı tokuşturdum. Utku elini geri çekip ayağa kalktığında "Sevim Teyze'm nerede benim?" diye sordu. O buzdolabına yönelirken "Babamla dışarı çıkmışlar. Gizem de arkadaşıyla. Ben de mal gibi tek başıma oturup kafayı yemektense gel tatlı gömelim dedim. Sen de yemek lafını duyar duymaz telefonu suratıma kapadın ve beş dakikaya kapımda bittin." diyerek her şeyi kısaca özetledim. Utku buzdolabının kapağını açtı ve depoladığım çikolatalı sütlerden birini alıp içmeye başladı. Ona elimle bana da vermesini işaret ettiğimde sütlerden değil vişneli meyve sularından birini attı.
Meyve suyunu içerken telefonuma bir mesaj sesi düştü. Telefonu elime aldığımda mesajın Görkem'den olduğunu görünce içtiğim boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım. Utku ağzında pipetle "Ne oldu lan? İyi misin?" diye sordu. Ona kafamı sallarken yaşaran gözlerimi elimin tersiyle sildim ve derin bir nefes aldım. Ardından hiçbir şey olmamış gibi meyve suyunu içmeye devam edince iyi olduğumu görüp sütünü içerken buzdolabını karıştırmaya devam etti. Hızla gözlerimi ekrana çevirdim ve mesajın üzerinde gezdirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Roman pour AdolescentsHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...