Bölüm Şarkıları: Redd - Beni Sevdi Benden Çok Sevdi
Halil Sezai - Beni unutma
Taylor Swift - Innocent
NF - Can You Hold MeSON SABAH YILDIZI | SEZON FİNALİ
🍁 🍁 🍁
KUZEY KARAHAN
Hiçbir şeyi algılayamaz hâldeydim. Ne konuşulanları kulağım duyuyor, ne de olanları beynim kabullenebiliyordu. Kalbim ise her şeyin farkındaydı. Bu yüzden deli gibi acıyordu. İspatlanamazdı ama hissediyordum. Biri kalbimi elleriyle boğarcasına sıkıyordu.
Acıyan gözlerimi bomboş duvara diktim. Yanımda kimse yoktu. Kimseyle konuşmak da istemiyordum. Kelimelerim bir anda yok olmuş, yerine acılar koyulmuştu. Ağzımı açsam canım acıyordu, gözlerimi kırpsam acıyordu, nefes alsam acıyordu.
Nefes...
Bir kez daha gözlerim doldu. Elimi zorla kaldırıp yumruk hâline getirdim ve dudaklarıma bastırdım. Tam iki saat olmuştu. İki saattir adım bile atamamıştım. Olduğum yere çökmüş, ağlamıştım. Kendimi o kadar eksik, o kadar acı içinde boğuluyor gibi hissediyordum ki tüm bunların gerçek olmaması için her şeyi yapabilirdim. Nefes'in gelmesini ve saçlarımla oynamasını istiyordum. Gelmesini ve bana bakmasını, sarılmasını istiyordum. İstemek de değil, buna ihtiyacım vardı. Ben ağladım diye daha çok ağlayan kızdı o. Mutsuz olduğunu kimse anlayıp üzülmesin diye içi paramparçayken bana gülen kızdı o.
Ve şuan, ameliyathanede olan kızdı o.
Her şey şaka gibi geliyordu. Sanki şimdi oradan çıkacaktı ve gülerek "İnandın mı buna?" diyecekti. Saf gibi "Benim için mi ağladın?" diye soracaktı... Sanki... Sanki gitmeyecekti.
"Gitmesin..." diye mırıldandım gözlerimi yukarı çevirerek. "Tanrım, orada olduğunu biliyorum. Yardım et. Lütfen ona yardım et. Bu defa olmaz. Bu defa dayanamam."
Sesler yavaş yavaş zihnime dolmaya başladığında her şeyi yeni anlamış gibi hızla kalktım yerimden. Ellerim titriyordu. Gözlerim önümü tam olarak göremiyordu ama beni yöneten aklım değildi. Saf acıydı. Sol tarafıma ağır gelen, sadece acı. Zorlanarak ameliyathanenin kapısına kadar gidebildiğimde karşılaştığım manzaranın benden bir farkı yoktu. Sevim Teyze yere çökmüş ağlıyordu. Babası Semih Amca ise gözleri dolmuş bir şekilde duvara bakıyordu sadece. Gizem ağlamamak için kendini sıkıyordu ama her saniye gözünden yaş düşüyordu ve eliyle silip duruyordu. Ağlama sesleri birbirine karışıyordu. Sena'nın nefes bile alamadığını görebiliyordum. Aras'ın başını dizlerine gömmüş herkesten uzak bir köşede oturduğunu. İnci'nin ağlayışlarını bastırmaya çalışır bir şekilde tavana baktığını. Kağan'ın ona destek olmak için ellerini tuttuğunu. Utku...
O da benim gibi herkesten çok daha beter hâldeydi. Yüzünde asılı kalmış gözyaşıyla birlikte gözleri bomboş bir şekilde duvara bakıyordu. Gözlerimin karardığını hissettim, ayakta durmakta zorlandığımı ama bir güç bir şekilde beni ayakta tutuyordu. Sürekli aklımda onun gülen yüzü vardı. O kadar güzel gülüyordu ki, o güldüğünde gözlerimi ondan ayıramıyordum. O kadar içten ağlıyordu ki, o ağlıyor diye ben de ağlamak istiyordum. O kadar kırık olmasına rağmen mutluymuş gibi duruyordu ki, yalandan bile olsa içimde gülümseme isteği uyandırıyordu. O kadar kusurlarına rağmen kusursuzdu ki, senin kusurun yok mu be güzelim demek istiyordum.
O, o kadar her şeye rağmen güzeldi ki, bilinçsizken bile bana ayakta durabilecek gücü veriyordu.
Birinin "Kuzey," diyerek ismimi söylediğini duydum. Sesi ayırt edemedim bile. Kolumu gelip tuttuğunda, bu kişinin İnci olduğunu gördüm. "Otur, ayakta duramıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SABAH YILDIZI
Novela JuvenilHiçbir şey tesadüf değildi. Olamazdı. Onun da benim gibi kırık bir ruhu barındırması, gözlerinde acının söndüğü kadının ardından hâlen gülümseyebilmesi, beni anlayabilmesi... Bunlar sadece bir gecede gerçekleşmedi. Temeller yıllar önce atıldı. Her ş...