Büyük salondaki uğultu, geriye çekilen sandalye sesinden değil o sandalyenin sahibi yüzünden son bulmuştu. Dikdörtgen masayı çevreleyen yaklaşık otuz kişi, Warwall Dükü'nün ayağa kalkması üzerine sandalyelerini geri çekerek ona eşlik etmek istedi; fakat ev sahibinin, "Kalkmayın!" emri oturmaya devam etmelerine neden oldu.
Sebastian St. James, konuşmaya başlamadan önce masanın diğer ucunda, tam karşısında, oturmakta olan eşine sıcak bir bakış attı; ama daha, "Bu akşam Bay Richard Lawson'la Bayan Maxwell'in evlilik törenini kutlamak için bir aradayız." demeden, gözleri eski soğuk haline geri dönüvermişti.
"Ekselansları ve ben törenin burada, Warwall malikanesinde, yapılmasından ve sizleri ağırlamaktan ötürü çok memnunuz."
Dükün onurlandırıcı sözlerine karşılık masadan nezaket dolu mırıltılar yükseldi; ama ekselansları hiç duraklamadan konuşmasına devam etti.
"Bundan yıllar önce, Richard Lawson; başarılı eğitim hayatının ardından babası Bay Lawson'ın hukuk bürosunda, onunla birlikte çalışmaya başladı ve Bay Lawson, uzun zamandır sürdürdüğü Warwall'ın vekilharçlık görevini, onun hazır olduğuna inandığı anda oğluna devretti. Benim de onayımla Richard Lawson Warwall'ın son vekilharcı oldu ve kendisi bu görevi, tıpkı babası gibi, hakkını vererek yerine getirmeye devam ediyor."
Dükün bakışları Genç Lawson ve Yaşlı Lawson üzerinde dolaştı. Sonra sözcüklerinin üstüne basa basa, "Her ikisini bu masada yan yana görmek ve ağırlamak benim için bir onurdur." dedi. Ufak bir öksürükle boğazını temizledikten sonra da, "Rahatlıkla söyleyebilirim ki kendileri hem benim hem de babamın güvenini hiçbir zaman boşa çıkarmamışlardır." diye ekledi.
Warwall Dükü Sebastian St. James'in övgü dolu konuşması, Bay Lawson'ı gururlandırmıştı. Bu; yaşlı adamın göğsünün kabarmasından, sırtının sandalyeye daha bir dik yaslanmasından rahatlıkla anlaşılabiliyordu.
Bayan Lawson'a gelince... Ağzı hissettiği şaşkınlığı gösterir biçimde açılmış; çenesi hafif düşmüş; eli de, sanki çalışmasını yavaşlatmak istermiş gibi kalbinin üstünde, öylece, düke bakakalmıştı.
Çok daha sonraları çay sohbetlerinde, bu anları, kendisinin Ekselansları Warwall Dükü'ne verdiği akıl dolu karşılıklarla süsleyecekti; fakat dükün, "Yine de söylemeliyim ki bugünkü düğünün burada yapılmasının nedeni, Bayan Carol Lawson'dır." diye devam ettiğinden hiç bahsetmeyecekti.
"Kızımın en yakın arkadaşlarından biri olan bu genç hanım, son altı yıldır bizlere varlığıyla eşlik etti. Kendisi aramıza katıldığında henüz çocuk sayılırdı."
Dükün bakışları, her zaman ondan çekinen Carol'ın üzerinde sabitlenmişti. Yüzünde yumuşak sayılabilecek bir ifade vardı.
"Gururla, kendisinin o günden bugüne geçirdiği değişim ve gelişimin hem benim hem de sevgili eşimin takdirini kazandığını söyleyebilirim. Kadehimi Bayan Richard Lawson'ın şerefine kaldırmak istiyorum!"
Tüm kadehler, dükün peşinden havalandı ve herkes yıllanmış şaraptan birer yudum aldı.
Sebastian St. James, Carol'ı hemen sağına oturtarak alışılageldik düzeni yerle bir etmiş; bu şekilde genç kıza ne kadar önem verdiğini göstermişti. Şimdi bir de üzerine, düğünün Warwall'da yapılmasına izin vermesinin sebebi olarak onu ilan etmesi, Carol'ın St. James ailesindeki yerini bilmeyen herkes için şok edici olmuştu.
Hatta Carol bile ilk başından beri, dükün düğün için Warwall'ı kullanmalarını önermesinden beri, içten içe sebebin kendisi olduğunu tahmin ediyor olsa da tahmininin dile getirilmesi karşısında sersemlemişti, şaşkındı ve ne diyeceğine dair en ufak bir fikri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER BAĞLAYINCA
Historical FictionDrako Stone... Londra'daki çoğu kadın onu anlatmak için sadece "Stone" (taş) derdi. Ve bu; başkalarının, iyi ya da kötü, hakkında ne düşündüğünü zerre kadar umursamayan Drako'yu hiç gururlandırmazdı. Her türlü sorumluluktan uzak yaşayan bu adamın ha...