1.Bölüm

51.6K 2.1K 2.9K
                                    

(Taehyung)

Kapımın tıklatılmasıyla birlikte uzun süredir incelediğim dosyayı bir kenara bırakıp, sırtımı koltuğa yasladım. 

''Size yorgunluk kahvesi getirdim.''

''Teşekkürler, Na Ri.''

Na Ri gülümseyerek karşımda dikilmeye devam ettiğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Yüzümde bir delik açmak istercesine bakarken, kahvemi nasıl huzurla yudumlayabilirdim?

''Bir şey mi söyleyeceksin?''

Soruma karşılık dudaklarını birbirine bastırdı ardından saçlarını kulağının arkasına atıp yutkundu. 

''Haftasonu boş vaktiniz vars....''

Cümlesinin devamını getiremeden içeri giren Jungkook sayesinde gülümsedim. Beni büyük bir dertten kurtardığı için ona bir teşekkür borçluydum. Na Ri'nin ne isteyeceğini az çok tahmin edebiliyordum fakat bir şeyleri olduğu gibi aktarma ihtiyacı duyduğumdan kalbinin kırılmasına sebep olmak istemiyordum. 

''Na Ri bizi yalnız bırakabilir misin?''

Jungkook'un nazik tavrına karşılık başını usulca sallayıp dışarı çıkan Na Ri'nin ardından nefesimi dışarı verdim.

''Sanırım kadınlarla başın dertte yine.''

''Gevezeliği bırak da ne için geldiğini söyle.''

Jungkook elindeki dosyayı masama doğru ittirdiğinde gözlerimi devirme isteğimi içimde bastırdım. Sürekli aynı mesele, belirli zaman aralıklarıyla kendini tekrarlıyordu. 

''Dosyaya geçirmemelerini söyleseydin keşke. Bununla birlikte iki oldu ve son seferi için iyi şeyler düşünemiyorum.''

Jungkook derin bir iç çekerek omuz silkti. 

''Engel olmak için bir miktar geciktik.''

Anladığımı belirten bir şekilde başımı salladım. Amir So ilk kez böyle bunu yapmıyordu. Kendini kaybedecek şekilde her içtiğinde eski karısının kapısına dayanıyordu. Elimizden geldiğince olayı toparlamaya çalışıp her seferinde cezai işlem uygulanmasın diye Bay So'yu kendimiz tutukluyor ve kayıtlara geçirmeden serbest kalmasını sağlıyorduk.

''Sen Namsan'a gidip gizli bir görev üzerinde olduğumuzu ve Bay So'yu serbest bırakmaları gerektiğini söyle. Benim bu dosyalarla olan işim bitmedi.''

Jungkook halledebileceğini söyleyerek ayrıldığında kahvemden birkaç yudum alıp yeniden dosyalara gömüldüm. Sanırım bu gece işim geç saatlere kadar devam edecekti.

......

Saatler sonra birimden henüz ayrılabilme fırsatı bularak evime doğru yol almaya başlamıştım. Han Nehri'nin yakınlarından geçerken gördüğüm hareketlenme yüzünden şansıma lanet ederek arabayı sağa çektim.

Koşar adımlarla ilerleyip koruma demirlerine tutunmuş nehre doğru eğilen kızı kolundan tutarak kendime çektim. 

Han Nehrini aydınlatan ışıkların altında kızaran burnu ve dudaklarını es geçerek bakışlarımı şaşkın bakışlarına çıkardım.

''Ne yapıyorsun burada?''

Kısık bakışlarını yüzümde gezdiririp, düşünür bir hal aldı.

''Her şey dönerken, evimin nerede kaldığını bulamıyorum.''

Harika! Buram buram yayılan alkol kokusu, evinin yolunu bugün bulamayacağına dair büyük bir işaretti.

House of Cards ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin