(Ji A)
Taehyung'a karşı çıkma girişimim, onun beni ağırlıksız bir cisim misali omzuna alıp evine getirmesi ile sonuçlanmıştı ve ben şimdi uzun parmaklarının kavradığı anahtar ile birlikte evin kapısını açmasını izliyordum.
Arabada kaldığımız süre boyunca bir miktar sakinleşmiştim.
Aslına bakılırsa Taehyung'un o kadınla arasında bir şeyler olduğu bile ihtimallerimden biri olduğundan Taehyung'un açıklamaları ile rahatlamıştım. Yine de o kadının Taehyung'a karşı bir şeyler hissettiğini bildiğimden ona karşı mesafeli olmasını istiyordum.
"Gel, hadi."
Taehyung'un yumuşak sesi ile birlikte bakışlarım onun eşsiz yüzünde oyalanmaya başladı.
Parmaklarımı gezdirmek istediğim siyah yumuşacık saçları alnına dökülüyordu. Derin bakışları, biçimli burnu, kalın dudakları, keskin yüz hatları ile görsel bir şölen sunduğu yetmiyormuş gibi giyindiği takım elbisenin içinde tıpkı bir mankeni andırıyordu.
Evet, evet!
Taehyung bir polis olmasa şüphesiz bir manken, bir idol, bir sanat eseri falan olurdu.
Öylece bekliyor olmamdan kaynaklı olsa gerek Taehyung elini bana doğru uzatıp elimi tuttu. Bu ufacık dokunuşu aklımı başıma almam yerine tam tersi işlev görüyordu.
Taehyung'un ardında, birleşen ellerimize bakarak içeri geçerken beyin fonksiyonlarım bir miktar yerine gelmiş olacak ki olduğum yerde durdum. Bu hareketimle birlikte Taehyung'un duraksayarak bana doğru dönmesini sağlamıştım.
Bakışlarım ifadesiz bir şekilde Taehyung'un yüzünü yeniden turlamaya devam ederken bir iki adım atarak aramızdaki mesafeyi azaltan Taehyung, elleri ile omuzlarımı kavradı.
"Ji A, yapma böyle. Anlattım her şeyi."
Bakışlarındaki o bekleyişi görmezden gelmeye çalışarak ifademi düz tutmaya devam ettim.
"Senin kaba biri olmadığını biliyorum fakat yine de o kadına karşı kaba olamaz mısın?"
Taehyung itiraz edecekken dudaklarına işaret parmağımı bastırdım.
Bana aynı ekipte yer aldıklarından ve mecburi bir şekilde iletişim kurduğundan bahsedeceğini biliyordum.
"Onun sana nasıl baktığını biliyorum Taehyung. Senin iyi niyetini hep kullanmak isteyecek ve ben bir kez daha o kadınla samimi olduğunu görmeye katlanamam."
İşaret parmağım hâlâ Taehyung'un dudakları üzerinde duruyorken minik bir öpücük parmağımı kutsadı ve ben o minicik öpücüğün bile etkisinden çıkamamışken dudaklarındaki elimi ellerinden birinin arasına alan Taehyung, boşta kalan elini de belime indirip aramızda kalan azıcık mesafeyi de yok etti.
"Mümkün olduğu kadar onunla iletişim kurmayacağım. Söz veriyorum."
Açıkçası sıcacık nefesi yüzüme çarparken kurduğu cümleyi idrak etmem biraz zamanımı aldı. Yüzümü biraz kaldırdığımda ise Taehyung'un elleri çoktan belimdeki yerini almış, bakışları dudaklarıma düşmüştü.
"İyi miyiz şimdi?" diye sorduğunda başımı usulca sallamakla yetindim ve vereceğim cevabı bekliyormuş gibi Taehyung buz gibi dudaklarını benimkilere bastırdı.
Sanki yıllardır bu ana özlem duyuyormuş gibi dudaklarıma kondurduğu uzun öpücük ile birlikte gözlerim eş zamanlı olarak kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfiction'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...