25.Bölüm

12.2K 1.3K 396
                                    

(Taehyung)

Karda yuvarlanıp soluklanmak adına durduğumuz pozisyon aklımı yitirmem için yeterli görünüyordu. Ji A'nın karın üzerine dağılmış saçları, soğuktan kızarmış burnu ve yanakları, hafif aralanmış dudakları dirseklerimin üzerinde öylece kalmama sebep olmuştu.

Yutkunup dudaklarımı ıslattığımda Ji A'nın bakışları dudaklarıma kaydı. Ona bir öpücük mesafesi kadar yakınken bunu yapıyor olması kendime engel olmama hiç fayda sağlamıyordu. 

Ji A'nın tuttuğu nefesini bırakması ile birlikte dudaklarıma çarpan sıcaklık kendimi dizginlemem konusunda son noktaydı. Dirseklerimin üzerinden yavaşça kayarak dudaklarına ulaşmak istediğimde Ji A'nın ani bir hareketle beni göğsümden hafifçe ittirerek kendini bir miktar geri çekti.

Dudaklarımı birbirine bastırıp üzerinden doğrularak kalkması için elimi uzattım ve hızla çarpan kalbimin sakinleşmesi için kendime süre tanıdım.

"Özür dilerim, kendime engel olamadım."

Ji A bir şey söylemeden uzattığım elimi tuttu. Zaten soğuktan al al olmuş yanakları iyice kızarmıştı.

Ayağa kalkıp üzerini silkeledikten sonra bakışları birkaç saniyeliğine beni buldu. "Artık diğerlerinin yanına dönsek iyi olur" dedikten sonra yeniden bakışlarını kaçırdı.

Önden gitmeye hazırlanan Ji A'yı bileğinden yakalayıp karşına geçtim.

"Kızdın mı bana?"

Ji A'nın bana bağırıp çağırmasını beklesem de öyle olmadı. Bir süre duraksadıktan sonra konuyu değiştirmeye çalıştı.

"Gitmemiz gerekiyor artık."

Utangaç tavrı gülümsememe sebep olurken diğerlerinin yanına bu şekilde dönmememiz gerektiğini düşünerek yeniden bileğinden tuttum.

"İlerideki bankta biraz oturalım mı?"

"Olmaz."

Bazen bu kadar inatçı olmasına karşılık nasıl davranmam gerektiğini şaşırıyordum. Yine de şansımı her zamanki gibi zorlamaktan yanaydım.

"Az önce olanlar yüzünden üzgünüm, sadece birlikte oturamaz mıyız? Senin hakkında merak ettiğim çok şey var."

Ji A'nın cevabını tedirginlikle beklemeye başladığımda omzunu silkti.

"Belki de hakkımda öğrendiğin şeyler çoğaldıkça benden hoşlanmaktan vazgeçeceksin."

Kaşlarımı çatıp söylediği cümleyi idrak etmeye çalıştım. Ne gibi bir şey ondan hoşlanmama engel olabilirdi ki?

Güven sorunu olabilir miydi?

"Bırak da ona ben karar vereyim. Bu kadar şüpheci olmana gerek yok. Birbirimizi tanımanın ne gibi bir zararı olabilir ki?"

Ji A derin bir nefes alıp tedirgin bir şekilde alt dudağını dişlerinin arasında sıkıştırdı. Bense henüz etkisinden çıkabildığim dudaklarına bakmamaya özen göstererek botlarım yardımıyla karın üzerine, ikimizin arasına kalın bir çizgi çektim.

"Birbirimize üç tane soru soralım. Cevaplamamak gibi bir lüksümüz yok ve hangimiz çizgi dışına çıkmazsa ilk soruyu o sorar."

Ji A önce aramızdaki çizgiye bakıp ardından anlamaya çalışır gibi kaslarını çattığında elimi uzattım.

House of Cards ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin