(Ji A)
"Min Ah, iki tane latte hazırlar mısın?"
Sıradaki müşterinin siparişini almak üzere başımı kaldırmakla birlikte Ae Cha ile göz göze geldim. Bakışlarım yanında Jin'i görmeyi planlayarak sağa kaldığında ise duraksadım.
"Hoseok ile birlikte geldik. Bizimle oturmak için zamanın var mı?"
Ae Cha'ya göz devirmemek adına kendimi zor tutup, gülümsemeye çalıştım. Çöpçatanlık yapmaya çalışmasının hesabını daha sonra verecekti.
"Kafe yoğun, pek vaktimin olacağını sanm..."
"Yirmi dakika sonra mola vereceğiz. O zamana kadar bekleyin isterseniz."
Min Ah'ın araya girerek söylediklerine karşılık zoraki gülümsedim.
Hoseok, Ae Cha'yı uygun bir yere geçmesi adına yönlendirirken, ilgili bakışları da beni buldu.
Hoseok her ne kadar yakışıklı, sempatik ve karizmatik olsa da benim ilgimi çekmiyordu. En başından polis akademisinde olduğunu biliyordum ve bu ilgimi çekmemesi için büyük bir sebepti.
"Ae Cha ve benim için iki vanilyalı cappuccino alabilir miyim?"
Nazik tavrına karşılık siparişini gülümseyerek girdim ardından hazır olduğunda gelip almasını söyleyerek onu bir süreliğine gönderdim
Bu esnada Ae Cha'ya sinirli bakışlarımı yollamayı da ihmal etmemiştim.......
Ne zaman geçtiğini alamadığım yirmi dakikanın ardından cam kenarındaki Ae Cha ve Hoseok'un yanına geçtiğimde, Ae Cha beni şaşırtmayarak bir işi çıktığına dair bir şeyler mırıldanıp kafeyi terk etti ve ben Hoseok'un karşısındaki boş koltuğa geçmek zorunda kaldım.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu Ji A-shii."
İçten gülüşünü bahşederken, iki dudağının yanında ortaya çıkan gamzelerine bakışlarım takıldı. Kesinlikle Hoseok normal şartlarda herkesin ilgisini çekebilecek bir albeniye sahipti. Belki de etrafında çok kız olduğundan onunla ilgilenmeyen birilerine zaafı vardı. Aksi halde benimle ilgilenmesi oldukça tuhaftı.
"Evet, yoğun olduğumdan pek dışarı çıkmıyorum."
Hoseok kahvesinden bir yudum alıp, başını usulca salladı.
"Anlıyorum, Ae Cha oldukça yorulduğundan bahsetti."
Birkaç kez Ae Cha arkadaş grubuyla toplandığında beni de çağırmıştı ve bu toplantılara Hoseok da dahildi fakat ben her seferinde bunu reddetmiştim. Ae Cha yerime bahane uydurmuş olmalıydı.
"Açıkçası buraya seni görmeye geldim ve haftasonu gerçekleştireceğimiz buluşmaya seni de davet etmek istedim. Belki bu şekilde hayır demen biraz daha zor olur."
Gülümserken kısılan gözlerini bana sabitlediğinde zoraki bir gülümseyiş dudaklarımda belirdi. Kesinlikle Ae Cha'nın elimden çekeceği vardı.
"Pekala, geleceğim."
Hoseok samimi gülüşünü sunarken, gergin bir şekilde parmaklarımla oynuyordum.
"Öyleyse seni meşgul etmemeyeyim. Haftasonu görüşürüz."
Hoseok kalkarken ona eşlik edip, gülümseyerek onu uğurladım.
Bıkkın bir şekilde tezgaha ilerlerken düşünmeye koyuldum. Haftasonu ne yapacaktım? Bir bahane bulup işin içinden sıyrılabilir miydim? Yoksa buraya kadar gelen Hoseok'a büyük ayıp mı etmiş olurdum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfiction'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...