(Ji A)
Gözlerimi usulca araladığımda başımı da hafid yukarı kaldırıp Taehyung'u görüp gülümsedim. Bir elim Taehyung'un göğsünde diğeri ise onun belinin altındaydı. Bedenim Taehyung'un kolları tarafından çevrelenmişti. Sıcacık bedeninden yayılan karamel kokusu başımı döndürüyordu.
Beni eve bıraktıktan hemen sonra gizlice balkondan içeri aldığım sevgilim ile güne uyanmak çok güzeldi bir o kadar da tehlikeli.
Göğsündeki elimi usulca kaldırıp diğer elimi de Taehyung'un belinden aldım ve yatakta yukarı kaykıldım.
Yüzlerimiz aynı hizaya geldiğinde derin bir gülümseyiş sundum. Onu uyurken izlemek istiyordum.
Dağılmış yumuşacık saçları, karakteristik yüz hatları, biçimli burnu, kalın dudakları, ten rengi... Hepsi birer şaheser gibiydi. Ve tüm bu sanatsal özellikler tek bir kişide toplanmıştı. Onun sevgilim olması beni ayrıcalıklı kılıyordu. Üstelik Kim Taehyung, davranışları ile de aranan kişi özelliklerini taşıyordu.
Gülümseyişim derinleşirken Taehyung'a doğru eğilip elimi Taehyung'un yanağına götürdüm ve Taehyung anı bir hareketle bileğimi yakalayıp beni neredeyse üzerinden yana fırlatıp üzerime çıktı.
Neler olduğunu anlamaya çalışırken Taehyung bileğimi yavaşça serbest bıraktı ve sık sık soluduğu nefesleri arasından rahatlamış bir nefes bırakıp burnuma minik bir öpücük bıraktı.
"Kötü bir rüya gördüm."
Boğuk sesi zorlukla çıkmıştı ve yanağımı, dudağımı, burnumu ve alnımı derin öpücükleri ile süsledi.
Muhtemelen beni bir tehdit olarak algılamış reflekslerini kullanmıştı.
"Ne gördün?" diye merakla sorduğumda üzerimden kalkıp uzandı ve beni de belimden kavrayarak kendine doğru çekti.
"Önemli bir şey değil."
Önemli olduğunu fark etmiştim fakat üzerine gitmemek adına bir şey söylemedim. Yalnızca ona varlığımı belli etmek adına kollarımı sımsıkı sardım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum.
"Geçti, ben yanındayım" dedim.
Bardaki operasyonda beni koruduğu gün beni sakinleştirdiği gibi ben de onu sakinleştirmek istemiştim. Kurduğum cümle ona da aynı günü hatırlatmış olacak ki Taehyung kocaman gülümsedi.
"Hep yanımda kal" dedi o çok sevdiğim ses tonuyla. "Seni hep yanımda istiyorum."
......
Taehyung'un dikkatli bir şekilde gittiğinden emin olduktan sonra üzerime eşofman ve tişört giyinerek kilitli olan odamın kapısını açtım ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.
Mutfaktan gelen kokular annemin aşağıda kahvaltı hazırlamakta olduğunu söylediği için yüzümde oluşan kocaman gülümseme ile birlikte mutfağa sessizce ilerledim ve tahmin ettigim gibi pankeklere odaklanan anneme arkasından usulca sarıldım.
"Ji A, sen miydin? Korkuttun beni kızım."
Gülümseyip annemden yavaşça ayrıldım ve yaptığı pankeklerden birini tabaktan aşırıp tadına baktım.
"Tıpkı baban gibisin" diyerek gülen anneme baktım. Babamın da önden bir şeyler aşırmak isteyeceğini düşünüp sordum.
"Neden onu da uyandırmadın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfiction'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...
