5.Bölüm

16.1K 1.5K 590
                                    

(Taehyung)

Choon Hee ve Ji A yemek yapmak için mutfağı ele geçirirken, benim haricimde diğerleri oldukça hoş bir muhabbetin içindeydi! Hep beraber önceki hayatlarında ne olabileceklerini tartışıyorlardı. Gerçi Na Ri'nin yoğun ilgisi yerine bu konuyu tartışmaktan daha çok zevk alacağım bir gerçekti.

"Amir So ile mi mesajlaşıyorsun?"

Ağzını bantlama isteğimi içimde bastırarak derin bir nefes aldım.

"Burada konuşmaman gereken şeylerden asla bahsetme anlaştık mı?"

Usulca başını salladığında telefonumu onun bakış açısından kurtararak biraz geriye yaslandım.Amir So'ya babamın akşam yemeğine kendisini de davet ettiği ile ilgili bir mesaj göndermiştim.

Babam ve Amir So yıllar önce aynı ekipte görev almış iki yakın arkadaştı. Babam, bazı sağlık sorunları sebebiyle erken yaşta emekliye ayrılmıştı."

Taehyung, acaba müsait olduğun bir zamanda..."

Na Ri'nin sözünü keserek su içmem gerektiği ile ilgili bir şeyler söyledikten sonra adımlarımı mutfağa yönlendirdim.

Choon Hee ocaktaki yemeği karıştırırken, raflardan bardak almak için ayak parmaklarının ucunda yükselen Ji A'ya olabildiğince yaklaşıp uzanamadığı bardağı kavrayıp aldım.

Geçen gün alkol kokusu burnumu sızlatırken, şimdi saçlarından gelen hindistan cevizi kokusu dudaklarımda bir tebessüm oluşturdu.

Ji A'ya fırsat tanıyıp biraz geri çekilmemle birlikte bana doğru dönüp, gözlerini devirerek elimdeki bardağı çekip aldı.

Kesinlikle verdiği her tepki istemsizce hoşuma gidiyordu ve onunla uğraşma isteğimi körüklüyordu.

"Rica ederim Ji A-shii."

Ji A'nın bana kızdığı birbirine bastırdığı dudaklarından, sık sık nefes alıp verişinden gayet net bir şekilde belli oluyordu fakat cevap vermemekte kararlı gibiydi.Salonda söylediklerime de herhangi bir yanıt vermemiş, Choon Hee ile konuşmasına devam etmişti.

Bakışlarımı bana garip bir şekilde bakan kardeşime yönlendirdiğimde bir şey sormak istiyormuş gibi durduğundan ona doğru ilerleyip yemek kaşığını elinden aldım.Ona içeri geçmesi için yaptığım kaş göz işaretlerine karşılık bakışlarını kısıp önce bana sonra Ji A'ya baktı.

"Ben bir lavaboya gidip geleceğim."

Choon Hee gülümseyerek yanımızdan uzaklaşınca nihayet yalnız kalabilmiştik.

Bakışlarım dirseğine kadar sıyırdığı bodynin açıkta bıraktığı kolundaki ize takıldığında merakla sordum.

"Kolundaki kesik nasıl oldu?"

"Küçükken düşmüşüm."

Bana verdiği kısa yanıt üzerine bakışlarımı kesikte gezdirdim. Kollarının üzerine düşmüş olsa reflexleri sayesinde kesiğin orada olmasının imkansız olacağını biliyordum. Ayrıca bu iz kesinlikle bir şeye çarpma ya da düşme ile olusacak bir iz değildi. Neşter atılmış kadar ince ve düzgün bir çizgiydi.

Cümlesinde bariz bir şekilde "düşmüşüm" diye bir kelime kullandığından kendisinin hatırlamadığı kadar küçük olduğu bir döneme ait olacağını ve benim de yanılıyor olma ihtimalimi göz önünde bulundurarak bu konuyu es geçtim.

Baska bir konudan bahsetme gereği duyarak ağzımı açacakken Ji A yüzünden duraksadım.

"Beni Han Nehri'nden sarkmaya çalışırken bulduğun gün..."

Ji A'ya döndüğümde bakışlarını bana odaklayıp dudaklarını ıslattı.

"O gün oldukça sarhoştum, bunu sen de biliyorsun. Söylediğim ve yaptığım hiçbir şeyin bilincinde değildim. Bu yüzden sürekli bununla alakalı bir şeyler söylemekten vazgeçersen sevinirim."

Mutfaktan ayrılmak için hareketlendiğinde bileğinden tutarak onu durdurdum.

"Yapma ama, ilk tanıştığımız günü hafızamdan silmemi istiyorsun resmen."

Ji A alt dudağını dişlerinin arasında sıkıştırdıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Tesadüfen beni buldun, tanışma diye bir şey olmadı."

Kollarını göğsünde kavusturup kaşlarını havalandırırken belli ki onu haklı bulmamı bekliyordu.

"Ne yaparsın öyle ya da böyle hafizam oldukça güçlü ve o gün hakkında konuşmayı seviyorum. "

Iki eliyle birden yakama yapıştığında omuzlarından kavrayarak gülümsedim.

"Ama haftasonu benimle buluşup, yeniden tanışırsan bir öncekini unutabilirim."

Göz kırpmamla birlikte yakamdaki ellerini son gücüyle ittirerek gerilememe sebep oldu. Daha doğrusu buna ben izin verdim.

"Oradan bakınca sana kanacak birine mi benziyorum? Ayık kafayla asla seninle bir dakika bile geçirmem."

Benden uzaklaşıp mutfağı terk etmesiyle birlikte dudaklarım keyifle yukarı kıvrıldı.

Hangi kız sinirliyken bu kadar çekici olabiliyordu?

Uyumadan önce okuyun diye size kısacık bir bölüm yazdım 💜

Yorumlarınızı bekliyorum 😍

Yeni bölüm için;

Vote sınırı: 60
Yorum sınırı:180

House of Cards ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin