48.Bölüm

9.6K 1.2K 1.2K
                                    

(Taehyung)

Ji A, olan biten her şeyi kaldıramamış olacak ki baygınlık geçirmişti. Kendine gelmesi için onu hastaneye götürmüş ve yanında Amir So'yu bırakarak yola çıkmıştım.

Amir So henüz kavuştuğu kızının yanında kalmayı tercih ederken, hala çok sevdiği eski karısının da durumu öğrenmesini istediğinden beni Bayan So'nun evine göndermişti ve ben direksiyon başında onu nasıl ikna edeceğimi düşünmeye başlamıştım.

Yıllardır Amir So'yu suçlayan ve onu her gördüğünde kaybettiği bebeğini hatırladığını söyleyerek, onu görmeyi ret eden Bayan So'ya kızının yaşadığını bir anda söyleyebilmem mümkün değildi. Bu durumda benimle gelmesi adına onu başka şekilde ikna etmem gerekecekti.

Sıkıntıyla alt dudağımı dişlerimin arasında sıkıştırırken, direksiyonu sağa çevirip Bayan So'nun evinin bulunduğu sokağa döndüm. Hızımı yavaşlatıp, sinyal vererek arabayı sağa çektikten sonra kontağı çevirdim, el frenini de indirdikten sonra emniyet kemerimi çözüp arabanın kapısını açtım ve olabildiğince yavaş bir şekilde arabadan indim.

Amir So kadar Bayan So'nun da kızının yaşadığı haberine nasıl bir tepki vereceğini deli gibi merak ediyor, heyecanlanıyordum. 

İnsanların hayatını hep olumlu yönden değiştirecek adımlar atmak gibi hayallerim vardı bu yüzden de mesleğime sıkı sıkıya bağlıydım. Ama ilk kez, bir olayın parçasıydım. Olan biten her şeye bizzat dahil olmuştum.

Ji A'nın yaşadığı bir travmanın da merkezinde olmak beni üzse de, aynı zamanda gerçek ailesine kavuşmasında anahtar rolü oynadığımdan kendimi mutlu hissediyordum.

Babalarımız aynı görevi paylaşan, aynı ekipteki arkadaşlar olduğundan aslında bizim hikayemiz çok daha eskiye dayanıyordu. Ji A dünyaya henüz gelmiş minik bir bebekken, üç yaşındaydım. Ji A'nın bulunduğu beşiği salladığımı hayal meyal hatırlıyordum. 

Yüzümde oluşan tebessümle evin kapısına kadar ilerlediğimi henüz fark edip duruşumu dikleştirdim. Zile basıp beklemeye koyuldum ve bir süre sonra kapı aralandı, ardından bakan Bayan So gerilmeme sebep olmuştu.

''Amirin mi gönderdi seni?''

Anlaşılan dinlemeden yargılamak, Ji A'nın annesinden gelecek nesillere aktarılan genetik bir özellikti. Yoksa bu tavrın başka açıklaması olamazdı.

''Efendim, müsaade ederseniz sizinle konuşmam gereken çok önemli bir mevzu var.''

Bayan So, kollarını göğsünde kavuşturup bakışlarını dikkatli bir şekilde üzerimde dolaştırmaya başladı.

''Yine bir yerlerde sızıp kalan amirin hakkında konuşmaya geldiğini tahmin edebiliyorum.''

''Efendim sandığınız gibi konu amirimin herhangi bir yerde sızıp kalması değil. Eğer benimle hastaneye kadar gelirseniz durumu size anlatacağım.''

''Hastane mi?'' diye soran Bayan So karşısında başımı usulca salladım. Kaşları çatılırken ''Amirine bir şey mi oldu?'' diye sordu. 

Gerçekten olaylar hakkında kızı gibi dinlemeden tahminlerde bulunuyordu ama ikisi de yanlış tahmin yürütmeye fazla meyilliydi.

''Gidene kadar sabretseniz olmaz mı?'' diye merakla sorduğumda Bayan So bakışlarını devirip kapıyı aralık bırakarak içeriye yürüdü. Kolunda çantası ve elinde hırkası ile birlikte dışarı çıktığında rahatladığımı hissettim.

House of Cards ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin