(Taehyung)
Ji A'nın göğsümde sakinleşmesini beklerken, parmaklarımın dolaştığı yumuşak saçlarından böğürtlen kokusu soluyordum.
İç çekerek başını yasladığı göğsümden usulca uzaklaşıp bakışlarını kısa süreliğine benimkilerle buluşturdu.
"Ben artık gideyim."
Ji A arabanın kapısına uzandığı sırada onu bileğinden yakaladım. Hâlâ bacakları bile titriyorken nereye gitmeyi düşünüyordu?
"Ben seni bırakırım."
Bana aldırmadan teşekkür ederek inmek istediğini belirttiğinde aklıma düşen fikri ileri sürmek durumunda kaldım. Yoksa bu inatçı keçi benimle gitmemek adına, montu bile yokken, ağlamaktan saçı başı dağılmış bir hâlde tek başına gitmeye çalışacaktı.
"Benimle emniyete kadar gelip, ifade vermen gerekiyor."
Ji A sertçe yutkunup, bakışlarını benden kaçırdı.
"Bu şart mı?"
Elbette Ji A emniyete ifade vermek zorunda değildi, ifadesini ben aldığım sürece. Orada ne işi olduğunu öğrenmeli ardından da bir daha böyle yerlerde bulunmaması gerektiği hakkında onu uyarmalıydım.
"Evet başka bir seçeneğin yok."
Ji A usulca başını sallayıp, ellerini bacaklarının üzerinde birbirine kenetlediğinde, minik bir kedi yavrusunu andırıyor olmasına karşılık gülümsedim.
Arabadan inip, bagajı açtım. Choon Hee'nin hazırladığı minik bavulun içinden battaniye ve bebek yastığı çıkardım. Choon Hee zaman zaman bir yerlere gitmemiz konusunda ısrarcı davrandığından ve bunu olur olmaz anlarda yaptığından dolayı arabamda bu tarz eşyalar rahatlıkla bulunuyordu.
Arka kapıyı yeniden açıp, elimdekileri Ji A'ya uzattığımda şaşkın bakışlarını yüzüme çıkardı.
"Bunlar ne?"
"Emniyete geçene kadar, burada uzanabilirsin."
Choon Hee arka koltuğu, yolculuk sırasında uyumak için kullanıyordu. Bence Ji A da bunu başarabilirdi.
......
Ji A ile birlikte bizim emniyet birimine geçtiğimizde, iyice gerginleşmişti. Yol boyunca gözleri kapalı bir şekilde, uzanıp dinlenmişti. Biraz olsun sakinleşememiş miydi?
Masa başında kahve keyfi yapan ekibim, yanımda Ji A ile beni görünce duraksadı. Herkesin bakışlarını üzerimizde hissettiğim için bir miktar rahatsız olmuştum zira ilk kez beni görüyormuş gibi bakıyorlardı.
"Ahh, Ji A merhaba."
Jungkook'un içten karşılaması karşısında Ji A minik bir tebessüm etti.
"Merhaba."
Sesi bir miktar pürüzlüydü.
"Olayı henüz atlatamadı. Biz sorgu odasında olacağız bir süre."
Na Ri'nin asık suratı ve şaşkın bakışlarına anlık maruz kalsam da bunu umursamayarak, Ji A'yı sorgu odasına yönlendirdim.
Ji A içeri geçerken, üzerimdekilerden kurtulmam gerektiğine karar verdim.
"Seni biraz bekleteceğim, şu üniformadan kurtulup geliyorum."
Ji A yeniden başını sallamakla yetindi. Bana çemkirip, laf yetiştirmesi gerekmiyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfic'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...
