(Taehyung)
Bayan Gri Na'yı kendimden nazikçe uzaklaştırarak yutkundum. Bakışlarını devirip, yerden aldığı tupper ile birlikte hızlı adımlarla uzaklaşan Ji A'yı izledim bir süre. Neredeyse yanımda konuşan kadını duymuyordum bile.
''Taehyung?''
Dikkatimi zorlukla Bayan Gri Na'ya verdiğimde kaşlarını havalandırarak sordu.
''Bir şey anlatmaya çalışıyorum burada.''
''Özür dilerim, sanırım başım dönüyor biraz. Bir lavaboya gidip döneceğim.''
Gri Na usulca başını salladığında, Ji A'nın ardından spor salonunun diğer kısmına geçiş yaptım. Bakışlarım hocalardan birinin Ji A'ya, bacak egzersizlerini yapması yönünde yardım ediyor gibi görünerek, mümkün olduğunca yakınlaştığına tanık olduğunda nefesimi bıkkınlıkla dışarı verdim.
Şu an iki seçeneğe sahiptim. Ya gidip Ji A'yı kolundan tuttuğum gibi yanıma çekecektim ki bunu yapmaya hakkım yoktu. Ya da buna göz yumup, hasedimden kendi kendimi bitirecektim ve bu yapabileceğim en doğru şey olurdu.
Başımı iki yana sallayıp, alt dudağımı dişlerimin arasına geçirdim.
Neden bu görüntüye tahammül edemiyordum?
Mantıklı düşünmek gerekirse neden peşinden gelmiştim? Ne diyecektim ona?
Aslında az önce beni dudaklarımdan öpen kadın ile aramda hiçbir şey yok, yanlış anlamanı istemem mi diyecektim?
Peki neden yanlış anlamasını bu kadar önemsiyordum? Choon Hee'nin de dediği gibi Ji A'dan hoşlanıyor muydum?
Ji A'yı ardımda bırakarak gözlerimi kısa süreliğine kapatıp açtım. Kanın damarlarıma yaptığı basıncı bile çok net hissediyordum.
''Taehyung, ben de seni arıyordum. Babam eve dönmem gerektiğini söylemiş benim acilen çıkmam lazım.''
Sinirden gözümün döndüğünü yamacıma kadar gelmesine rağmen henüz fark ettiğim Bayan Gri Na sayesinde anladım.
''Öyle mi? Bir sorun mu var?''
''Önemli bir şey olduğunu sanmıyorum. Yalnızca dışarıda olmamdan pek hoşlanmıyor.''
Düşününce ben de karanlık işlerle uğraşsam kızımın dışarıda takılmasını istemezdim aksi taktirde benim gibi bir polisin onu tuzağına düşürmesinden ziyade düşmanlarıyla da karşılaşabilirdi. İki durum da babası için kötü bir tecrübeye sebep olurdu. Fakat ne yaparsın ki ilk seçenek çoktan gerçekleşmişti.
''Pekala, güvenli bir şekilde gittiğinden emin ol ve haberdar etmeyi unutma.''
Bayan Gri Na bu sefer yanağıma bir öpücük kondurduğunda, yüzüme sahte bir gülücük yerleştirdim.
Eşyalarını toplamasına yardım edip, onu gönderdikten sonra derin bir nefes alıp, Jungkook'u aradım.
Telefon birkaç kez çaldıktan sonra açıldığında arka tarafa gelmemi söyleyen sese uyarak ilerledim. Yeniden Ji A'yı görecek olmanın bana iyi gelmeyeceğini düşünsem de ayaklarım beni istemsizce o yöne çekmeye başladı ve gördüğüm manzara ile birlikte duraksadım.
Jungkook, Ji A ve Ji A'nın yanındaki kısa siyah saçlı kız bir şeyler konuşuyorlardı.
''Hyung buradayım, gelsene!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfic'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...