(Taehyung)
Amir So, Ji A ile birlikte önden gitmemize izin verdiği için merkeze geçmeden önce Ji A'nın daha önce çalıştığı kafeye geçtik.
Ji A, birlikte çalıştıkları arkadaşı ile konuşmaya dalmışken ben de kahvelerin hazırlanmasını bekliyordum.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından karton bardaklara konulan büyük boy kahveleri aldım ve Ji A'dan önce masalardan birine geçip beklemeye koyuldum.
Beni yalnızca bir-iki dakika bekleten Ji A, saçlarının bir kısmını kulağının ardına sıkıştırırken karşımdaki boş yere oturdu.
''Acaba kahvelerimizi de alıp sahilde mi otursaydık?'' diye sorduğunda sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarı üfledim.
''Sahil uzak kalıyor bize, merkeze dönmek için çok vaktimiz yok.''
Ji A önemli olmadığına dair bir şeyler söylerken bugün mutlaka onu sahile götürmeyi aklımın bir köşesine not ederek özlediğim yüzünü izlemeye koyuldum.
Kahvesinden bir yudum içerken dudaklarına bulaştırdığı kısmı diliyle yalayıp bana kocaman bir gülümseyiş sunduğunda başımı hafif öne eğerek dudaklarımdan kısık bir gülüş kaçırdım.
''Neden gülüyorsun öyle?''
Bakışlarımızı buluşturup derin bir iç geçirdim. Gülümserken kısılan gözlerinin odağı yüzümün dört bir köşesinde dolaşırken aynı şeyleri düşündüğümüzü anlayabiliyordum.
''Mutluyum sadece, seni izleyerek bile mutlu oluyorum.''
Açıkça dile getirdiğim düşüncelerim Ji A'nın gülüşünü belirginleştirdi.
Kurduğum cümle tamamen gerçekçiydi aksi halde o yalnızca kahve içiyorken dudağına bulaştırdı diye onu sevimli bulmamın ve sırf buna şahit oluyorum diye mutlu olmamın başka açıklaması olamazdı.
''Hala inanamıyorum biliyor musun?'' diyerek iç geçiren Ji A kahvesini bir kenara bırakıp masanın üzerinde duran elime uzandı. Ellerimiz birbirine kavuşurken ''beni hiç affetmeyeceksin sanıp çok korkmuştum'' diye ekledi.
Aslına bakılırsa ayrılma kararı almış olduğum günden bu yana Ji A'nın özlemini çektiğim bir gerçekti.
Evet, bana güvenmiyor olduğunu görmek beni fazla yaralamıştı ve bu yüzden ne kadar sevsem de aramız düzelmez sanmıştım ama zamanla pişmanlığını, yanımda olmak için çabaladığını, güven sorununu aşmaya çalıştığını fark ettikçe yeniden birlikte olabileceğimize dair kendimi inandırmıştım.
Ayrı kaldığımız zaman boyunca benim savaşım, hiçbir şekilde Ji A'ya karşı koyamayan kalbim ile ayrı kalmamızı daha mantıklı bulan zihnim arasında gerçekleşmişti.
Ve ben sonunda kalbimi dinlemiştim.
Ji A'nın herhangi bir yanlış anlaşılma durumunda yine yargısız infaz yapacağı ihtimali beni korkutsa da bunun aksini de kanıtlamıştı.
Aşmaya çalıştığı güven probleminin üstesinden gelmeye başlamıştı. Bunun en büyük örneği Se Mi ile aramızda bir şeyler olduğunu sanmasına rağmen her şeyi bana sorması, benden duyduktan sonra anlattıklarıma güvenmesi olmuştu.
Elimin arasındaki minik elini iyice kavrayıp baş parmağım ile tenini okşarken Ji A'yı yanıtladım.
''Elinden gelen her şeyi yapıyorsun Ji A ve ben bunu görebiliyorum.''
![](https://img.wattpad.com/cover/172458410-288-k669775.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfiction'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...