( Taehyung )
Karşımda altı silahlı adam duruyorken, aklımdan bin bir türlü fikir geçiyordu.
Elimizdeki makineli tüfekler altısını birden alt etmemizi sağlayacak olsa da önümüzde hiçbir set ya da duvar olmaması yaralanmamıza sebep olabilirdi. Çelik yeleklerimizin kapatmadığı bacak ya da kollarımızdan hasar almamız mümkündü fakat her halükarda karşı tarafın daha cok zarar göreceği kesindi. Yine de ekibimi tehlikeye atmak benim izleyeceğim bir yol değildi.
Yukarı kattaki ekibin plana göre yaklaşık birkaç dakikanın ardından teslimat yapılacak yeri basmaları gerekiyordu bu durumda aşağıdan gelebilecek silah sesleri planı bozabilirdi.
"Hemen teslim olursanız, bir zarara uğramayacaksınız."
Karşımdaki adamları silahlarını bırakmaları adına bir kez daha uyardım aslında biraz zaman kazanmaya çalışıyordum.
Bize cok uzak olmayan bar tezgahının ardındaki Ji A'ya göz ucuyla baktım. Hayrete düşmüş bir ifadeyle öylece durduğunu fark etmemle birlikte alt dudağımı dişlerimin arasında sıkıştırdım. Böyle bir durumda yere yatması gerektiğini ben mi söylemeliydim?
"Ne yaparsın, teslim olmak gibi bir düşüncemiz yok."
Neyine güveniyordu bilmiyordum. Söyledikleri karşısında kahkaha atma isteğimi içimde bastırdım.
"Yere yat, Ji A."
Bizim arkamızda olsa da, bizimle birlikte ateş hattının karşısında duruyordu. Herhangi bir çatışma durumunda hedef olması söz konusuydu.
Bakışlarımı anlık arkaya yönettiğimde, Ji A'nın güvende olduğundan emin oldum. Tüm bunlar bittikten sonra burada ne aradığına dair uzun uzun konuşmalıydım.
"Üzülen siz olursunuz, son kez uyarıyorum. Silahlarınızı yere bırakın ve teslim olun."
Uyarımın dikkate alınmadığını fark etmemle birlikte usulca fısıldadım. Zaten yukarıdakiler için yeterince zaman kazanmıştım.
"Üç dediğimde kolonların ardına geçin."
"Üç!"
Sağımdaki Na Ri ve Jungkook sağ taraftaki kolonun ardına yönelirken; Yoongi sol taraftakine geçti. Ben ise bana birkaç adım uzaklıkta duran bar tezgâhına doğru koşup sağ elimi tezgaha dayayarak havada takla atıp tezgahın ardına düştüm. Bütün bunlar aynı anda ve seri bir şekilde gerçekleşirken bana isabet ettirilmeye çalışılan kurşunlar, tezgâhın üzerindeki icki şişelerine isabet ettiğinden cam parçaları, ve alkol Ji A ve benim üzerime dökülürken, bir yerine denk gelmesin diye Ji A'yı göğsüme yaslayıp ona kısa süreliğine kalkan oldum.
Birkaç saniyenin ardından camların tamamen düşmesi üzerine Ji A'yı nazikçe ittirip bar tezgahının ardından yükselerek kalan iki kişiyi de bacağından vurdum. Dördünü ise kolonların ardındaki ekibim yere sermişti.
Kolonların ardından seri bir şekilde çıkan Jungkook, Na Ri ve Yoongi üst kata yönelirken, arkalarından yetişeceğimi söyleyerek, Ji A'ya doğru eğildim.
Gözleri kapalı, elleri ile kulaklarını kapatmışken, gözyaşları yanaklarında belli bir yol çizmiş durmadan akıyordu. Onu sakinlestirecek zamanım olmadığından omuzlarından tutarak kalkmasını sağladım.
Gözlerini usulca açtığında, bakışlarında saf korkuyu görmüştüm. Onu yatıştırma fikirini sonraya bırakarak cebimden çıkardığım anahtarı sağ elimle tuttuğum elini kaldırarak avucuna bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards ❧ V
Fanfiction'Bir kez randevuya çıktıktan sonra peşimi bırakacak mısın?'' Taehyung başını olumsuzca salladı. ''Hayır, sonra birden fazla kez randevuya çıkacağız!'' Her güzel şeyin bir sonu olduğu bilincinde olduğumdan aklıma gelen bir diğer soruyu yönlendirdi...