8. Bölüm

3.7K 244 21
                                    

Selamun aleyküm.

🥀

"Ne demiş Neşet Ertaş; Zorluğuna göğüs göremediğin yari sevme."

🥀

Balıkçı tekneleri sırayla bağlanmıştı sahile. Ay ışığı denize yansıyordu. Deniz sakindi. Belli aralıklarla tahta masalar konulmuştu terasa. Çakal mekanı kapattırmıştı. Ara ara gelen çekirge sesleri dalga seslerine karışıyordu. Bir de arka fonda çalan yanık bir türkü..

Çakal'ın karşısında oturuyordum. Uzun saçları rüzgarla savruluyordu. Saçları ensesine ulaşıyordu. Bir elinde rakı dolu bardak. Bir eli dizine yaslı. Koyu yeşil gözleri denizdeydi.

Koca terasta başbaşaydık.
Bunun sebebi neydi bilmiyordum . Genelde etrafında korumalar olurdu. Onları göndermişti. Tedirgin değildim. Sadece rakının o ağır kokusu beni rahatsız ediyordu. Önüme koyduğu mezeye dokunmamıştım bile. Gözlerimi yüzünden çekerek denize baktım.

Burda kaçıncı günümdü bilmiyordum. Bildiğim tek şey belirsizlik içinde olduğumdu. Bedenim sızım sızım sızlıyordu. Sabah 4 saat çalışmıştık. Birde iki kişiye ayrı ayrı kargo teslim etmiştim.

"Sıkıldın ?" Konuşmasıyla bakışımı ona çevirdim. İfadesiz bakışları suratımdaydı. Onun gibi ifadesiz olmaya çalışarak cevap verdim. Sessiz cevaplardan nefret ederdi.

"Biraz." Dudağının kenarı kıvrıldı. Bardaktan ağır ağır bir yudum rakı aldı. İçtikçe sesi biraz daha garipleşiyordu. Gözleri baygınlaşıyordu. Bakışlarını gözlerimden çekmemişti.

"Neden burda yalnızız?" Rakı bardağını masaya koyarak benim gibi dirseklerini masaya yasladı.

"Bana soru sormaya cesaret eden tek kişin. Biliyorsun değil mi?" Gözlerimi gözlerine diktim. Göğsü kibirle kalkıp iniyordu sanki.

"Biliyorum." Dişlerini göstererek sırıttı. Bir eliyle burnunu kaşıdı. Kendimi geri çekerek sandalyeye yasladım.

"Atalente.." dediğinde boynumu kıtlattım. Adımı bir tek o biliyordu. Onun dışında herkes bu lakapla tanıyordu beni.

"Efendim?" Dediğimde ayaklandı. Sendelesede durmadı. Birkaç adımda yanıma geldi. Kafamı kaldırarak suratına baktım. Bir elini masaya yasladı. Bir elini sandalyeme..

"Bazı gerçekleri öğrendiğinde gidersen -ki büyük ihtimal öyle olacak ömür boyu yalnız kalmaya mahkum olacaksın." Suratını suratıma yaklaştırarak fısıldadıklarıyla kaşlarımı çattım. Bir elini kaldırdı. Enseme uzanmayan saçımı kulağımın ardına sıkıştırdı.

"Ve bu senin tercihin olacak." Saçlarımın arasına bir öpücük bıraktığında gözlerim büyüdü. Daha fazla eziyet etmeden geri çekilerek uzaklaştı.

🥀

Ara sokakta sindiğim köşede yıllar önce Çakal'ın söylediklerini düşünüyordum. Haklıydı. Bu benim tercihimdi. Yalnız olmak benim bile isteye kabullendiğim gerçekti. Hayatım öyle bir noktadaydıki dokunan birer kağıt kesiği alıyordu.

Benim önce içimde düzeltmem gerekiyordu bunu. Önce içimde kalabalıklaşmam sonra etrafıma insanları yaklaştırmam gerekiyordu. Kolay olmayacaktı. Ben çocukkende yanaşmazdı kimse yanıma. Şimdi nasıl yapacaktım? Amine bana yardım ederdi. O bana hep yardım etmişti.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin