60. Bölüm

1.6K 147 43
                                    

Selamun aleyküm.

🥀

"Bırakmam seni."

🥀

Çenemi elime bastırıp gözlerimi bahçenin içinde gezdirdim. Ediz abi, Bera, Asaf abim, Ensar, Ali kocaman bahçede çocukla çocuk olarak futbol oynuyordu. Gülistan teyzelerdeydik. Çocukları görmek isteyince Ensar beni getirmişti. Bera'nın morali bozuk olunca böyle bir yola başvurmuşlardı.

"Gol!" Bera'nın sevinçli çığlığını duyunca gülümsedim. Meriç, Cengiz abinin kucağında tepinip onlara gitmeye çalışıyordu.

"Ali abi gol attı!" Ali onu kucaklayıp omuzlarına aldı. Maç yaptıkları alanın içinde bir tur attı.

"Gülce..." Kafamı Gülistan teyzeye çevirdim. Elindeki örgüyü bırakıp bana yanaştı.

"Efendim?"

"Abdullah Bey'le anlaşıyor değil mi Ensar? Biliyorsun araları bozuk. Ensar'ım kızınca huy değiştirenlerden." Gülümsedim. Onun kocama olan sevgisi hayranlık duymama sebep oluyordu.

Anneydi işte. Bazen döven, çoğu zaman seven. Ellerini açıp evladı için dua eden... Ona sırf bu yüzden bile saygı duyabilirdim. Dua kalkanıyla sevdiğim adamı korumaya çalıştığı için.

"Bazen ufak tefek sürtüşmeler, kıvılcımlar oluyor fakat Ensar öfkesine hakim oluyor. Şu an bir şey yok. İnşallah böyle devam eder." Rahat bir soluk aldı. Aydınlık yüzü gözlerimi alıyordu.

"Şükür. Onlar baba-oğul. Bakma Ensar kırgında olsa çok sever babasını. Sen hiç aralarına girme. Abdullah Bey'e saygıda kusur etme. Tamam mı kızım?" Kaynanasından nasihat dinleyen uslu bir gelin gibi kafamı salladım.

"Tamam Gülistan teyze." Eliyle nazikçe dizimin üzerine vurdu.

"Gülce." Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Yaren sesleniyordu.

"Senin sarmalar pişti. Bi' baksana." Ayaklanıp mutfağa yönlendim. Ali'ye sarma yapacağıma söz vermiştim. Sabah buraya geldiğimizde Yaren ve ablam yardımcı olmuşlardı. Hızlıca sarıp ocağın üstüne koymuştuk.

Pişen sarmaların altını kapattım. Kenarda tezgahın üstünde gördüğüm limonu canım çekince ısırıp bir parça ağzıma attım. Bitince çöpünü attım.

"Ela nerede?" Ablam, Meriç'le içeri girerken cevap verdi.

"Odasında." Kafamı salladım.

"Aba!" Kucağıma gelmek için çırpınan Meriç'i kollarıma aldım. Terlemişti, kızarmıştı.

"Abla şu marul salatasına ben banyo yaptırayım mı?" Boş sandalyeye geçerken cevap verdi.

"Canıma minnet." Meriç şalımı bozmaya çalışırken merdivenleri çıktım.

🥀

"Rahat dur ama!" Ellerini aniden suyun içine çarpıp üzerime sıçrattı. Ağzını yaya yaya güldüğünde sabır çektim.

"Bak bak. Nasıl eğleniyor bodur prens." Saçlarını dalinledim. Nazikçe okşarken suyun içindeki ördeklere dokunup onlar gibi ses çıkarıyordu. Bu haline güldüm.

"Bir daha yap bakayım." Küçük beyaz dişlerini gösterip güldü. Yeşil hareleri parlıyordu.

"Vak Vak." Eğilip yanağını öptüm.

"Yerim seni." Bedenini köpükleyip duruladım.

"Aba, yanıyo." şampuan kaçan gözlerini yıkadım. Havluya sarıp kucakladım. İyice mayışmıştı. Göğsüme sabitleyip kapıya yanaştığımda içeriden gelen ses duraksamama sebep oldu.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin