12. Bölüm

3.4K 231 33
                                    

Selamun aleyküm.

Kalemimiz, kelâmı olanlara ithaf edildi.

🥀

"Geç kaldım değil mi?"

🥀

Sakin olmaya çalışarak kafamı salondan içeri uzattım. Musa kafasını kaldırdığında elimle gelmesi için işaret ettim. Keki ağzına atıp kalktı. Hümeyra teyze onu izlerken salondan çıktı. Koridora çıkar çıkmaz konuştu.

"Pişman oldun ve bunun için benden yardım istiyorsun değil mi?" Geçiştirdim. Telaşla konuştum. "Hayır. Abin aşağıda. İnmezsem mahalleyi ayağa kaldıracak."

Gözleri büyüdü. "Ne?" Telaşla aşağıyı gösterdim. "Benimle gelir misin?" Kafasını salladı.

"Tek gitseydin canına okurdum." Önde o arkasında ben çıktık kapıdan. Dairenin kapısını kapatmayarak aralık bıraktım. Aşağı indik. Binanın ağır kapısını araladığında Zafer abi öfkeyle baktı. Sırtını yasladığı sokak lambasının direğinden uzaklaştı.

Kapının önüne çıktık. "Bela çıkarma da git abi!" Zafer abi onu tınlamadı. Birkaç adımla önüme dikildiğinde Musa önüme geçti. Kafası yerinde değildi. Üzerinde ağır bir koku vardı. Bu kokuyu tanıyordum. Allah'ın haram kıldığı o sarhoş eden şeylerden herhangi birine aitti. Onu ikinci sefer böyle görüyordum. Hümeyra teyzenin yetiştirdiği o çocuk olmaktan çıkmış, bize çok ters şeyler yapan bir insan haline gelmişti. Elim yüzüğüme gitti. Ensar onu görmeden gitmeliydi. Tabi birde kendine dedikodu arayan komşular...

"Gülce." Dediğinde yutkundum. Ses tınısı hiç hoşuma gitmemişti. Efkarlıydı. Yüzü pişmanlık maskesini takıvermişti. "Özür dilerim." Dişlerimi sıktım. Musa'yı kenara ittirdi. Önüme dikildi.

"Ne için? Bana.." devamını getirmedim. Ona çok kızgındım. Rızam olmadan bana dokunmuştu. Üstelik beni ittirmiş , canımı yakmıştı.  Bana büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı. Ben, annesi ve kardeşi gibi yıllarca onun ekmeğini yemiştim. Ekmeğine, parasına haram değdirmişti.

"Ona bir şey mi yaptın?!" Musa kükremişti. Dehşetle abisine bakıyordu. Kardeşlerdi fakat o kadar benzemiyorlardıki. Telaşla diğer binalara baktım. Henüz kimse yoktu. Zafer abi pişmanlıkla bana baktı.

"Öfkelenmiştim. Kafam yerinde değildi. " Musa hırıltılı bir soluk alarak yakalarını kavradı, ona yumruk attığında dilimi ısırdım. Zafer abi sarsılarak yere düştü. Musa ona tekme attığında ne yapacağımı bilemeyerek telefonumu çıkardım.  Amine'yi aradım. İlk çalışta açtı.

"Allah aşkına aşağıya in. Musa, Zafer abiye vuruyor." Telefonumu kapattığımda Musa bir tekme daha geçirdi.

"Bize sığınan kıza rızası olmadan ne yaptın lan?" Zafer abi karşı çıkmadı. "Musa dur!" Beni duymadı bile. Birkaç komşu camdan kafasını uzatmıştı. Musa küfrederek ona vurmaya devam ediyordu.

Binanın kapısı açıldığında arkamı döndüm. Ensar nefes nefese fırladı dışarı. Musa'yı omzundan tutarak itti. Ardından Cengiz abi çıktı. Onlar Musa'yı zapt etmeye çalışırken Zafer abi kalktı. Savsak adımlarla önümde durdu. Bakışları sıktığım elimdeydi. Yüzüğümde...

"Geç kaldım değil mi?" Suratımı buruşturdum. "Senin geç kalacağın biri yoktu ki." Alayla konuşmuştum. Acıyla gözlerime baktığında suratımı buruşturdum. Az önce sözlendiğim adamın önünde bunları konuşmam hiç hoş değildi. Ağzındaki kanı sildi. Ensar aramıza girdiğinde soluklandım.

"Yürü git lan burdan. Yoksa elimde kalacaksın!" Dedi kararlılıkla. Amine bana yanaşarak belime kolunu doladı. Ona yaslandım. "Bu burda bitmedi!" Dedi Zafer abi. Musa, Cengiz abinin kollarından kurtulmaya çalışırken ağır birkaç küfür mırıldandı. Suratımızı buruşturduk.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin