38. Bölüm

2K 160 39
                                        

Selamun aleyküm.

🥀

O bana sarıldığında yaralarımda güller açıyordu.

🥀

Zaman göreceli bir kavramdı. Bazen dakikalar saat gibi geliyordu. Bazen saatler dakika... Acilin kapısında beklemek demek dakikaların birer saat hükmünde ilerlemesi demekti.

Ona sahip çıkamamıştım. Annemden ve babamdan kalan en büyük emanete sahip çıkamamıştım. Oturduğum koltukta tir tir titriyordum. Kollarımda öylesine cansız duruyordu ki. Yüzü beyazlamış, gözleri kapalıydı. Kıpırdamıyordu. Uyurken bile rahat durmayan çocuk kollarımda kıpırtısız durmuştu.

Başımı ellerimin arasına aldım. İçeriye gidip gelenler olsada kimse bir şey demiyordu. Kontrol etmiştim. Bir yerine kör kurşun isabet etmemişti. Öyleyse ne olmuştu?

Yanıma birinin oturduğunu hissettim. "Ellerinde ve yüzünde cam kesikleri var. Kalk da hemşire pansuman yapsın. " Ses etmedim. Kafamı olumsuz manada salladım. Belimden tutarak beni göğsüne çektiğinde ellerimi indirdim. Başımın üzerine çenesini yasladı. Kolları sıkıca sardı beni.

"Allah'ın izniyle ona bir şey olmayacak Gülce. Yarası ya da herhangi bir şey yoktu. Muhtemelen korkudan bayılmıştı." Kesik kesik soludum.

"Bunu kim yaptı Ensar?" Bedeni gerildi. Elektrik verilmiş tel gibi. Kafamı yüzüne kaldırdım.

"Bunun şu an bir önemi yok." Ardından beni kendiyle beraber kaldırdı. Olduğum yerde sarsıldım. Ellerini etrafıma doladı.

"Var.." dedim gırtlağımdan kopup gelen bir sesle. "Bunun bir önemi var. Benim kardeşim ölebilirdi Ensar. Sana veya Ela'yla bir şey olabilirdi." Ellerimi başıma yasladım.

"Bunun bir önemi yok ne demek?! +" Beni göğsüne bastırdı. "Yok diyorsam yoktur. Her kimse ben o silah tutan ellerini müsait yerlerine monte edeceğim merak etme!" Göğsü sert bir solukla şişti. Kollarından çıktım. Gözleri anlamsız bir ifadeyle yüzümde gezindi.

"Kimin yaptırdığını biliyor musun, bilmiyor musun?" Kaşları derince çatıldı. İçimi yakan öfkeyle yüzüne bakıyordum. Öfkem ona değildi. Öfkem bizzat kendimeydi.

"Bilmiyorum. Anladın mı bilmiyorum? Ben hiçbir şey bilmiyorum." Kükremesi bir an etrafımızdaki insanların dönüp bize bakmasına sebep oldu. Bir an sessizleşti. Ardında yüzünü sertçe ovarak konuşmaya devam etti.

"Ben de en az senin kadar üzgünüm! Kızgınım! Anladın mı? Kendim için değil sizin için korktum Gülce. Sizi koruyamamaktan. Size bir şey olmasından. Korktum. Daha yarım saat önce gerçekleşmiş bir olayın faili kim bilemem. Araştırıyorlar. Bulacaklardır da. Sadece bekle. Tamam mı? Sakin ol ve bekle. Hangi suç karşılıksız kalmışki bu da kalsın?" Yutkundum. Gözlerimi ondan kaçırarak koltuğa oturdum. Sesi hala kulaklarımda yankılanıyordu. Bana dokunmak için elini kaldırdığında geri çekildim. Eli havada asılı kaldı.

" Gülce? "Kollarımı bedenime dolayarak kafamı çevirdim. Biliyorum gergindi, öfkeliydi fakat bana bu kadar insan içinde bağırmaması gerekiyordu. Koltukların yanında ki duvara yaslandı. Biz sabırla beklerken Ela elinde su şişesiyle döndü. Uzattığında titreyen ellerimle şişeyi kavrayıp kapağını açmaya çabaladım. Başarılı olamayınca Ela'ya uzattım.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin