Selamun Aleyküm.
🥀
"O ite değer verdin mi?"
🥀
Zaman, beni çarkında öğütürken elimden gelen tek şey direnmekti. Yaralıydım. Kanadım kırıktı. Elini uzatan olmamıştı. Öylece çırpınmıştım. Karanlık odada yalnız kalmış bir bebek gibi. Gölete düşmüş bir kedi yahut fırtınaya tutulmuş bir gemi gibi. Aynı çaresizlik, aynı bilinmezlik, aynı korku.
İliklerime kadar hissetmiştim. Tüm sinir sistemim epey yıpranmıştı. Şimdi elimde olmadan aniden öfkelenebilir veya dibine dinamit döşenmiş bir göktelen gibi darmaduman olabilirdim.
Eline pamuk şeker verilmiş bir çocuk gibi çok saçma şeylere sevinebilirdim. Olmadık yerde sırtımdaki yara sızım sızım sızlayabilirdi. Vursa fiziken canımı yakamayacak insanlar birkaç cümleyle manen ızdırap çektirebilirdi bana.
Öyle ya sinir sistemim oldukça yıpranmıştı. Güncellenemiyordum. Böyle yaşamaya alışmıştım.
Nevzat komiserin söylediklerinden sonra bir süre susmuştum. Odada garip bir ciddiyet vardı. Güldüm. İkisi bana garip bakışlar atınca toparlandım.
"Ne isterseniz anlatayım komiserim."
"Peki. Bize evden kaçışını anlatır mısın?" Kaşlarımı kaldırdım. Nereye varacaklardı bunu öğrenince. Yerimde kıpırdandım.
"Bu size ne fayda sağlayacak?" Gülümsedi. Yüzünde bir bilmişlik ifadesi belirdi. Eliyle ensesini kaşıdı.
"Bırak da fayda sağlayıp sağlayamayacağına biz karar verelim. Evet dinliyoruz seni." Gözlerimi kapatıp açtım.
"Aslında.." dedim söze giriş olarak. "..ben bunu daha önce kimseye anlatmadım." Elimi kaldırdım. Hala kararsızdım anlatmak konusunda. Derin bir soluk aldım.
"Babam polisti benim. İşinin ehli bir polisti. Onu üniformalar içinde gördüğümde içim giderdi. Yolda yürüdüğünde insanlar ona dönüp bakardı. Yakışıklı olduğu kadar da profesyonel bir adamdı." Tebessüm ettim çocuksu bir heyecanla ve buruklukla.
"...Eve işini taşır saatlerce boğuşurdu dosyaların içinde. Ben onu izlerdim. Henüz ben 14 yaşlarındayken o ciddi bir dosya üzerinde çalışmaya başladı. Çok kez yaralandı. Suikastlere uğradı. Vazgeçmedi." Anlımı ovuşturdum.
"Ben o zamanlar eve geç gitmek için bir çok spor dalıyla uğraşıyordum. Okçuluk, savunma sanatları, koşu.. İşe yarıyordu da. Yeteneğim vardı. Bir çok başarı elde ettim. Açıkçası kendimin farkındaydım.." omzumu silktim.
"Bir gün okuldan eve dönerken bir adam yolumu kesti. Korkmadım. Bana kalabalık içinde ne yapabilirdi ki. Babamın peşinde koştuğu adamlardan biriydi. Dedi ki 'Benimle gelirsen babanın bu
dosyadan sağ salim çıkmasını sağlarım.' Garip bir şekilde çok kibardı. Aksanı da çok değişikti. Onu tanımıyordum. Bu yüzden redettim. Ve onu çok ciddiye aldığım da söylenemezdi. İşin ciddiyetini babam omzundan kurşun yiyince anladım. Ben de çareyi kaçmakta buldum. Biliyordum. Peşime düşeceklerdi. Bu babama biraz zaman sağlayacaktı bense onların boyunduruğu altına girmeyi geciktirecektim." Onlar şaşkınlıkla beni dinlerken elimi dizlerime yasladım. Bunları duymak onları afallatmıştı. Beni de..."Evden kaçtım. Onlar ilgisizlikleri ve sevgisizlikleri yüzünden sanıyordu. Ben öyle bilsinler istedim işte. Bir arakadaşım vardı. Ablası şehir dışında üniversite okuyordu. Onun yardımıyla ablasının yanına gittim. Kısa bir süre orada kaldım. Tam alışmaya başlarken arkadaşım telefon etti. Babamın beni bulduğunu ve yola çıktığını söyledi. Kaçtım. Sokakta kaldığım bir gece bir adam çıkıp geldi. Çakal..." Damağım kuruduğunda bir yudum su içtim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kekre
ChickLitTAMAMLANDI Geçmiş bir gölge gibi takip ediyordu kadını. Onu büyütenler, kirli eller ve yaptığı tercihler kanatlarını kırmıştı. Gökte asılı kalmış bir güvercin gibi çırpınıyordu. Geçmişten bir adam çıkıp geldi. Gözleri deniz, yüreği kafes, kalbi mem...