Selamun aleyküm.
Bölüm şarkısı
Duman/ Haberin yok ölüyorum.🥀
"...O adam..."
🥀
Annem ve babam çok kavga ederlerdi. Babam kadınlara el kaldırmazdı. Hatta bize bir kere bile sesini yükseltmemişti. Kibar ve nazikti. Çok sessiz bir adamdı. Etliye sütlüye karışmaz evden işe, işten eve... Öyle bir adamdı. Annem konuşmaya başladığındaysa susardı. O gün annem ne demişti bilmiyorum ama babam hiç görmediğim bir hale bürünmüştü.
İlk defa o kadar bağırmıştı. Annem bile korkup köşeye çekilmişti. Masanın altında kafamı dizlerime bastırmış, küçük ellerimle kulaklarımı kapatmış, zayıf ruhuma eziyet veren o anın bitmesini bekliyordum.
Babam ne yaptığının farkına varınca evden çıkıp gitmişti. Annem mi? Annem de odasına çıkmıştı. O karanlıkta mutfaktaki masanın altında saatlerce beklemiştim. Ablam eve döndüğünde sevinmiştim. Beni görür de çıkarır bu karanlıktan diye. Oysa umursamamıştı bile. Öylece geçip gitmişti önümden. Saatler sonra fark edilmiştim. Babam eve dönmüş beni olduğum yerden çıkarmıştı.
Günlerce konuşmamıştım. Ettikleri kavga sırasında duyduklarım o kadar ağırdı ki. Kaldıramamıştım.
Gecenin bir vakti en yalnız olduğum anda ruhumu yakalayıp göğsüme baskı yapan bu anı dizlerimi kendime çekip yorganın altına gömülmeme sebep olmuştu.
Bir yanım delicesine onları özlerken diğer yanım yaşadıklarımdan uzak olduğum için huzurdaydı. Karmaşık hisler içindeydim. Hayatım sakinledikçe hislerim derin bir karmaşa kuyusuna düşüyordu.
🥀
Birkaç gün sonra fakültede, kantinde otururken Yaren yaklaştı yanıma. Gülümseyerek selam verdi. Durgun bakışlarımı yüzüne çevirdim. Ardından selamını aldım.
"Nasılsın?" Enerjisi bana da yansıyınca gülümsedim. "İyiyim. Sen?" Omuz silkti.
"Elhamdülillah. İyiyim. Aslında sana teşekkür edecektim. Meriç birkaç gündür daha iyi. " Gülümsedim.
"Sevindim." Dediğimde çayından bir yudum aldı. Ellerimi masanın üzerinde birleştirip gözlerimi kantinin içinde gezdirdim.
Yaren çayını bitirdikten sonra kalktı. Ondan yarım saat sonra bende ders için kalktım masadan. Çöpleri atıp sınıfa yönlendim.
🥀
Kafeye girdikten sonra kızlara ve Zafer abiye selam verdim. Cumartesi sabah saatleriydi. Kafenin birkaç masası hariç çoğu boştu. Zafer abi gülümseyerek bana yanaştı.
"Hoş geldin." Kafamı salladım. Arka tarafa geçecekken minik bir kahkaha sesi duydum. Kafamı hızla çevirdiğimde dolu olan masalardan birinde Ela ve kucağında Meriç'i gördüm. Yaren ve iki kız daha yanlarındaydı. Dikkatli bakınca diğer masalarda Cengiz abinin yanındaki çocukları ve o adamı gördüm. Ensar'ı... Kafasını telefonuna gömmüş bir şeye bakarken aynı zamanda çay içiyordu.
Göz devirdikten sonra arkaya geçtim. Çantamı bıraktım. Önlüğü belime bağladıktan sonra ön tarafa geçtim. Hızla Meriç'in olduğu masaya yönlendim. Beni görünce "Aba!" Diye seslendi. Kızlara selam verdikten sonra kucağıma aldım.
"Bodur prens." Elini yüzüme koydu. Yanağımı emmeye çalışınca gülümsedim. Yüzümü göbeğine gömünce kıkırdadı.
"Gülce abla. Nasılsın?" Ela'ya kısa bir bakış attım. "İyiyim. Sen?" Omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kekre
Genç Kız EdebiyatıTAMAMLANDI Geçmiş bir gölge gibi takip ediyordu kadını. Onu büyütenler, kirli eller ve yaptığı tercihler kanatlarını kırmıştı. Gökte asılı kalmış bir güvercin gibi çırpınıyordu. Geçmişten bir adam çıkıp geldi. Gözleri deniz, yüreği kafes, kalbi mem...