28. Bölüm

2K 155 35
                                        

Selamun aleyküm.

🥀

"...Sadece biraz mesafe iyi gelecek banada sanada..."

🥀

Göz yaşlarım yanaklarımda kurumuştu. Saçlarım yüzüme yapışmış beni rahatsız etsede gözlerimi boşluğa dikmiş sessizce uzanıyordum Ensar'ın yatağında.

Bunu benden saklaması incinmeme sebep olmuştu. Kırık dökük hissediyordum. Zaten ruh halim selim değildi. Üst üste gelen şeyler beni yıpratmıştı.

Anne ve babamın öldüğünü öğrenmem, Zafer abinin gerçek yüzü, Bera ve Reha'dan haberdar olmam; ablamın hayatıma girmesi, Ensar'la evlenmem, bıçaklanmam, Delfin'in ölüm haberi ve üzerine bu...

Kurumuş göz pınarlarım tekrar ıslandı. Ölüm haberleri acziyetimi hatırlatıyor tüm hayatımı sarsıyordu. Kalıcı değildi bu dünya ve ben tırnaklarımı geçirmiştim kirli tenine. Yine yapayalnız hissediyordum. Tekrar yalnız kalmak istemiyordum

🥀

Yatakta öylece uzanırken zil sesini duydum. Uyuşuk hareketlerle kalkıp giyindikten sonra merdivenleri indim. Kapıyı açtığımda kapı önünde nöbet tutan Polis memurlarından biri duruyordu.

"Yenge seni görmek isteyen biri var. Adı Zafer'miş. Sıkıntı olacaksa yaklaştırmayalım eve?" Kaşlarım çatıldı. Zafer abi mi?

Dudaklarımı dişledim. Ardından cevap verdim. "Yok. Bahçeye girmesine müsade edin lütfen. " kafasını salladıktan sonra arkasını dönerek bahçe kapısına yürüdü. Anahtar alarak yavaş adımlarla bahçeye girdim. Kısa bir süre sonra Zafer abi bahçeye girdi. Eski Zafer abi değildi sanki.

"Zafer abi?" Dediğim de alayla güldü.

"Hâlâ abi mi diyorsun bana?" Kaşlarımı çatarak suratına baktım. Beklemeyi kesip rahat tavırlarla çardağa yürüdü. Tahta sıraya oturdu. Ayakta bekledim.

"Oturmayacak mısın?" Kollarımı göğsümde bağlayarak ona baktım. Ellerini önünde bağladı. Biraz zayıflamıştı. Teni solgundu. Göz altları koyu bir renge bürünmüştü. Kendine ne yapmıştı böyle?

"Öncelikle geçmiş olsun. Bu bıçaklanma olayıyla Çakal, hiçbir ilgisinin olmadığını iletmemi istedi sana. Sen zaten tahmin etmişsindir diye düşünüyorum." Kafamı salladım.

"Evet." Dedim sadece. Gergin bir nefes aldı. "Aslında buraya geliş sebebim farklı. Şu polis hakkında bir şeyler öğrendim." Kaşlarım çatıldı. Elini ensesine yasladı.

"Onun gerçekten seni sevdiğine emin misin?" Ellerim iki yanıma düşerken amacını anlamaya çalıştım.

"Bunun seni alakadar eden hiçbir yanı yok!" Gülümsedi. Birazdan söyleyecekleri onu tatmin etmiyordu. Maskesinina altındaki sıkıntılı ifadenin farkındaydım. Bu aylarca çeşit çeşit insanla yüz göz olmanın verdiği tecrübeydi. İnsanların ifadelerini çözebiliyordum artık.

"Çakal'ın eli kolu uzun. Sen zaten bunu biliyorsun. Aldığım duyumlara göre niyetleri onun seninle duygusal bir bağ kurarak Çakal hakkında her şeyi öğrenmelerini sağlamakmış. Bunu neden bana anlatıyorsun deme. Sadece yanında durduğun adamın masum olmadığını onun için sadece üstlerinden verilen bir görev olduğunu bilmeni istedik." Boğazım düğümlendi. Şüphe ve korku uzun tırnaklarını kalbime öyle bastıyorduki manen çektiğim acıyı anlatamazdım.

"Sana ne olmuş böyle Zafer abi?" Dediğimde verdiğim tepki onu şaşırttı. "Ne?" Dediğinde hiddetle soluklandım. "Sen benim tanıdım Zafer abi değilsin gerçekten." Diye mırıldandım kendi kendime.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin