İyi okumalar...
Tırnaklarımı kemirmemek için kendimle savaşırken kapının dış zili çalmıştı. Nefesim göğsümde takılı kaldığında ellerimi boğazımı buldu, nefessizlikten ölmek üzereydim ki ciğerlerim isyanla acımaya başladı.
"Arya, geldiler."
Alamadığım nefesi derince içime çektiğimde boğazım acıyordu, yere oturarak ağlamak istiyordum. İstediklerimin aksini yaparak oturduğum yerden ayaklandım, dün geride kalan olaylardan sonra bugün beni istemeye gelmişlerdi.
"Yarın seni istemeye geleceğiz."
Düşündükçe boğazıma bıçak misali saplanan o sözcükten -evleneceğim- sonra onun dedikleri bunlar olmuştu. Evlenmek ve ben. Hiç uymamıştık ama bugün o ilk adım atılıyordu. Azra bana yeniden sesleneceği sırada ayağa kalktığımı görmüştü, dünden beri tek bir söz çıkmayan dudaklarımı birbirine sıkıca bastırıp mutfaktan çıktığımda Azra arkamdan geliyordu. Adımlarım ilerledikçe yürümem daha da isteksiz bir hal alıyordu, ciddi ciddi evlenecek miydim şimdi? Hem de sadece ismini bildiğim bir adamla?
Çıldırmama ramak kalmıştı.
"Hoş geldiniz."
Babamın sözcüklerinin ardından onu gördüm, kapının önüne geçmiş amcamla beraber gelenleri karşılıyorlardı. Herkes gergin görünüyordu. Daha önce hiç görmediğim bir adam ve bir kadın kapının önünde babamlarla selamlaşıyorlardı. Bakışlarım güç almak istercesine o kişiyi aradı ama boşuna uğraştığımın farkındaydım.
Cengiz dünden beri yoktu.
"Hoş bulduk Sedat bey."
Sesi kendisi gibi sarsılmaz görünen o adam babamdan biraz daha genç görünüyordu. Onun babası mıydı emin değildim ama bakışlarını benim olduğum yere çevirdiğinde o sert bakan bakışları yumuşamıştı. O baktıktan sonra diğer herkesin bakışları bana döndü.
"Merhaba güzel kızım."
Bu gözlerinden adeta kalpler çıkan kadının sözleriydi. Kırklı yaşlarının sonunda olmalıydı ama fiziği ve yüzü güzeldi. Bir şey söylemedim ve yalnızca kabalık olmasın diye başımla hafifçe selam verdim.
"Ben Ateş'in annesiyim, Canan."
Dişlerimi birbirine bastırdım. O adamın ismini duymaktan hoşlanmadığımı fark ettim.
"Arya."
Beni tanımıyorlarmış gibi kendimi tanıtmıştım ama onları tanımadığımdan bu daha doğru gelmişti.
"Ben de babasıyım, Selim."
Fazla sert görünen bu adam yüzü pek benzemese de vücuduyla onu andırıyordu. Yine bir şey demeden başımı salladım.
"Geç kaldığımı sandım!"
Bu sözler kapıdan hızla girip hızlı hızlı nefeslenen genç birinin sözleriydi.
"Oğlum bir kere de geç kalma."
Canan hanımın sözlerinin ardından bakışlarım ona gitti, oğlum mu? Ateş'in kardeşi mi vardı? Cidden evleneceğim adam hakkında en ufak bir bilgim yoktu.
"Sizi kapıda yakaladım anne, bence geç kalmış sayılmam. Hem abimde gelmemiş, paçayı yırttım."
Genç çocuğun bakışları beni buldu ve kocaman gülümsedi.
"Sen benim yengem olmalısın, ben Duman."
Uzattığı eli ve yüzü arasında mekik dokuyan bakışlarımın ardından tam elini sıkacağım an da başka bir ses buna engel oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...