27.BÖLÜM

95.8K 3.3K 962
                                        

İyi okumalar...

Uyanalı sadece dakikalar olmuştu, bacağım sızlıyordu. Sanırım acısını yeni yeni hissediyordum, üstüne uzandığım Ateş'ten biraz uzaklaşmaya çalışsam da başarısız olmuştum. Çenem göğsünün hemen üstündeydi, uyuduğu için inip kalkan göğsüyle hareket ediyordum. Saatin kaç olduğunu bilmesem de güneşten daha erken olduğu belliydi. Ofladım, dibimde konuşan Ateş ile irkildim.

"Uyusan olmuyor mu?"

Siyah irisleri hala kapalıydı, derin bir nefes aldım.

"Yeterince uyudum zaten. Hem-"

Okulu fazla aksatıyordum, üstüne bir de sıkılıyordum. Ateş ne diyeceğimi anlamış gibi gözlerini açmış, sözlerimi yarıda kesmişti.

"Bu bacakla bir yere çıkamazsın Arya, okulu unut."

Düşüncelerimi okuması beni hep garip hissettiriyordu. Hayatımda hiçbir zaman duygularımı kimse kolayca anlayamazdı, Azra bile. Mezuniyet balomuzun bir gece öncesinde beni doğuran kadının ikinci kez anne olacağını öğrenmiş ve sabaha kadar kendime kızsam da gene de ağlamıştım, hemde kriz raddesine çıkacak derecede. Sabah aynanın önünde kan çanağına dönmüş gözleri düzeltmek sahte bir gülümsemeyi  yüzüme geçirmekten daha kolay olmuştu. Azra anlamamıştı o gün, kimse anlamamıştı. Mavi elbisemi giydiğimde herkes bana büyülenmiş gibi bakarken ben yüzümü sakin tutmaya çalışıyordum. Böyleydim işte en yakınımdan bile acılarımı saklardım.

Şimdi ise daha konuşamadan ne diyeceğimi anlayan biri vardı, garip hissettiriyordu. Gece uyanıp onu yanımda göremeyince düşüncelerim tek bir yöne akmıştı. O adamı öldürmüştü değil mi, hem de acımadan. Ona bakarken bunları düşünüyordum, bu düşüncelerimi de anlar mıydı? Ya da korktuğumu, o bağırırken titreyen bedenimin farkında mıydı? Değildi, olsaydı eğer dün gece beni görürdü ve bacağım bu halde olmamış olurdu. Beni bu hale getirdiğinde pişman oluyordu, bunu görüyordum ama niye bir şey yapmıyordu. Sadece daha fazla zarar görmek istemiyorum. Hayatımda ki her insandan zarar görmeyi nasıl başarıyordum, hiçbir fikrim yok.

"Öldürdün değil mi?"

Yüzünde tek bir hareket olmadı, bir insan bu kadar duygusuz olamaz. Duygularının olduğuna inanasım gelmiyor, çünkü kimse duygularını bu kadar iyi gizleyemezdi. Ateş baş parmağıyla yüzüme dokundu, hafifçe gezindi tenimde.

"Öldürecektim, daha zamanı varmış."

Yutkundum, öldürmediğine sevinse miydim yoksa azrail gibi göründüğü için korksa mıydım bilememiştim. Yanağımı okşamaya devam etti.

"Benden korkuyor musun?"

Gözlerimi kaçırdım siyahlarından, çenemi tutup ona bakmamı sağladı.

"Korkma, ben-"

Kapı çaldığında susmuş bakışlarını oraya çevirmişti. Çalışanlardan biri Ateş'in gir demesiyle içeriye girmişti, bakışlarını önce Ateş'e daha sonra bana çevirdi.

"Efendim Ceylan hanım, Arya hanımın kontrolü için geldi."

Ateş bana yandan bir bakış attı.

"Birkaç dakika sonra yukarıya getir."

Sevda başını sallayıp dışarıya çıktı. Ateş'e baktım.

Kapı tekrar tıklandığında kalkmak için hareketlendiğim de sakarlığıma engel olamayıp çenemi Ateşin kafasına çarpmıştım.

Tedirgince baktığımda üstünde olan bana baktı. Çatık kaşları düzelirken gözlerinin siyahlığının bir an yumuşadığını sandım.

"Arya ne yapıyorsun?"

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin