25.BÖLÜM

94.5K 3.2K 951
                                    

İyi okumalar...

Dumandan...

Azrayı aradığımda cevap alamadığımda kendi kendime kurmayı bıraktım. Yani kim Azrayı kaçırmış ona istemeyeceği şeyler yapmaya cüret ederdi ki? Evet kesinlikle ona ulaşamadığımda bütün kötü düşünceler beni buluyordu. On ikinci aramayı yaptığımda alamadığım cevapla arabayı ani bir hareketle sola döndürdüm. Bu yaptığım hareket bana para cezası olarak geri dönecekti ama umrumda falan değildi, umrumda olan bu kızın lanet olası telefonu neden açmadığıydı. Biliyordum, telefonu asla ondan ayrılmazdı, yani belki onu telefonundan kıskanıyor olabilirim, hatta bunun üstüne iki kez kavga etmiş olabiliriz ama telefonu olmaması gereken yerde çalıyor şimdi ise açmıyordu.

Cık cık hemen kötü düşünmeyin. Telefonum sesi kulaklarımı doldurduğunda arayanın kim olduğuna bakmadan cevapladım.

"Madem cevap vermeyeceksin neden yanında taşıyorsun bu aleti?"

"Duman ne saçmalıyorsun?"

Telefondan gelen sesle kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktım. Hass. ben Azra diye abime mi bağırmıştım az önce? Bunun bana rüya ya da kabus olduğunu söyleyecek birisi var mı?

"Pardon abi ben şey-"

"Duman konuşmayı kes hemen buraya gel."

Sesinde ki tınıdan ters bir şeylerin olduğunu anlamıştım.

"Nereye abi-"

Dememe kalmadan yüzüme kapatılan telefonla bakıştım. Bu telefonlardan nefret ediyorum, sinirlerimi bozmakta üstüne kimse yoktu. İyi de ne olmuştu ve ben abimi nasıl bulacaktım? Kendi kendime dalga geçmiştim, benim bulamayacağım bir şey yoktu ki. Arabayı az önce ki gibi sola ani bir fren yaparak döndürdüm. Kesin bu sefer ehliyetimi alacaklardı? Tabii ki bunu kimse yapamazdı. Biliyorum çok alçakgönüllüyüm. Yaptığım iki konuşmayla abimin yerini öğrenip oraya gittim. Abimin evine giriş yaptığımda tedirginlikten dolayı arabanın motorunu durdurmadan arabadan indim. Arabayı nasıl olsa adamlar hallederdi. Önemli olan yani benim için önemli olan abimin beni halletmemesiydi. Hadi birde benimde halletmem gereken bir Azra vardı. Şu telefonu kıracaktım. Tamam Duman biraz da abine odaklan.

Kapıyı açan kişiye bakmadan içeriye girdim. Abim olamazdı çünkü o kapı açmazdı. Bende açmazdım, tabiki Azra'ya açardım. Salonda ayakta arkasını dönmüş olan abime baktım. Sinirden çok endişelenmiş gibiydi, yoksa Ar- pardon yengeme bir şey mi olmuştu? İçimden bile yengemin adını getiremiyordum. Bunlar hep travma nedenleri.

"Abi?"

Abim orda olduğumu anlasa bile bakmamıştı bana. Tamam durum gerçekten vahim.

"Yengeye bir şey mi-"

"Bilmiyorum ve ben bilmediğim şeylerden nefret ederim!"

Bağırmasına alışkın olsam bile gene de korkmaktan kendimi alamıyordum. Zaten hayatta bir bu abime bir de nazlı yarime yeniliyordum. Neyse ki ikiside benim için her şey demekti yani sıkıntı yok. Onlardan gelen ölüm bile güzeldi. Tamam abartıyorum tabii ki abimin öldürmesi işkenceli olurdu ama Azranın da çok fantastik yöntemleri vardı.

"En son senin yanında değil miydi?"

"Hayır değildi-"

Merdivenlerden gelen tiz topuk sesiyle abim susmuş ve benden önce oraya bakmıştı. Merdivenlere baktığım da Ceylanın indiğini gördüm. Yengeme ne olmuştu?

Yazan'dan..

Ceylan yavaş adımlarla merdivenlerden inerken Duman merakla onu izlerken, Ateş bu kadar yavaş olmasına takılmıştı. Endişesi sinirlerini bozuyor, her şeyi kırıp dökmek istiyordu. Ateş'in bakışların da yatan endişe Ceylan'a sabitlenmişti, fakat Ceylan bunu görmek istemiyormuş gibi ısrarla konuşmuyordu. Basamakları bitirip onlara doğru geldiğinde gözleri anlık Duman'a gitmiş ardından Ateş'e bakmıştı. Ceylan Ateş'in konuşmayacağını anlayınca sonunda konuşmuştu, şayet biraz daha Ateş'i bekletmiş olsaydı Ateş kendisine hakim olmayacağını biliyordu.

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin