İyi okumalar canlarım...
Media: ATEŞ
Ateşten...
Hayat fazlasıyla garip ve anlamsızdı, hiçbir zaman iyi şeyler olacağına inanmayan hissiyatım beni yanıltmamıştı. Taki o güne kadar, hayatımın değişeceğini belirten badem renkli gözler karşıma çıkana kadar. Hissettiklerim o kadar tuhaftı ki, bazı şeyleri anlamıyordum. Bu kız istemeden de olsa hayatıma her yönüyle yön veriyordu. Bundan nefret ediyorum işte, bir kadının üstümde etki uyandırması hiç hoş bir şey değil. Bundan nefret ediyor oluşumu duygu barındırmadığını sandığım kalbim umursamadı. İlk defa, hayatımda ilk defa beynim yerine onun konuşmasına izin vermiştim. Tabii kalbimin savaşı uzun zaman almıştı ve bende sadece bu seferlik konuşmasına karışmadım ki kalbim de bunun dışında başka bir şey istemiyordu.
Kalbimde alışmıştı vurduğum duvarlara ve sadece ona sahip olmam için her şeyi yapmıştı. Kalbime izin vermiş olmam... tuhaf. Asıl tuhaf olan şey ise asla onun yanında kalbimi duymak istemiyor oluşumdu. Çünkü her şeyi tek tek düşünen beynim onun yanında etkisiz kalıp işi kalbime bırakmayı seçiyordu. Eğer kalbime izin verseydim eminim ki bunların hiçbiri bu kadar uzamazdı ama ben doğuştan işimi sağlama alan biriydim. Bu iş ona sahip olmak olduğunda hiçbir şeyi şansa bırakmazdım, bırakamazdım. İnanmıyorum bunların olduğuna, kollarımın arasında olduğuna, gerçekten birbirimize ait olduğumuza bir türlü inanamıyorum.
Frezya kokusu bütün vücudumu etkisi altına almış, bu olanların gerçek olmadığını bağırıyordu ama gerçekti degil mi? Gerçekti bu kadın ve kollarımın arasındaydı. Tamam bunu aşmam zamanımı alacak gibi duruyor. Her gece uyuduğu gibi başını boynuma gömmüş,kollarını göğsüme sarmıştı. Nefesi enseme usul usul vururken derin bir nefes alarak hem sakin kalmaya hem de kokusunu daha da içime çektim. Sevmek değildi bu, ben ona bilmediğim bir şekilde kapıldım. O beni bilmediği zamanlarda bile onunla uyuyor onunla kalkıyordum.
(Düşünce olarak ve sakın fesat düşünmeyin jdjdjjdj.)
Kulaklarıma dolan titreşim sesiyle gözlerimi istemese bile ondan çekip odanın içini aydınlatan sisteme çevirdim. Güvenlik için kurduğum sistem bir yanıp bir sönüyordu. Hiç kimse burada olduğumuzu bilmiyordu. En yakınımda olan adamlarım ve Duman dışında. Adamlarım evden belli uzaklıkta olan yerlerde duruyorlardı. Saate baktığım da Aryanın uyuyakalmasından beri bir saat geçmişti. Yani saat 04.32. Onu rahatsız etmeyecek şekilde kollarımın arasından çıkarıp itiraz seslerini umursamadan yataktan çıktım.
Çünkü biliyordum ki biraz daha düşünürsem dayanamaz bu yorgun halini bile umursamazdım. En iyisi kalkıp adamlara neden bu uyarıyı verdiklerini sormak olurdu ve Aryanın canını daha fazla yakmamak içindi tabii. Üstüme geçirdiğim kıyafetlerimden sonra Aryaya baktım. Çıplak omuzları görüş açıma girdiği zaman ona yaklaştım. Dizimi kırarak başına yaklaşıp gözlerimi kapatarak alnını ardından açıkta kalan omzunu öptüm. Üstünü örtüp daha fazla oyalanmadan odadan çıktım. Arya onu öptükten sonra yatakta daha çok yayılmış bacağını ortaya çıkarmıştı. Gözlerimi zorlukla çıplak bacağından çekip üstünü örtmek zorunda kalmıştım ve ben hayatımda en son onu öptüğüm ilk günden sonra bu kadar zorlanmıştım. Bana ait olmasına rağmen ben içimde ki duyguları bastıramıyor onu daha çok istiyordum.
Anlamıştım işte ben hiçbir zaman onu bedeni için değil her şeyi için istemiştim. Ona söylediklerim aklıma geldiği zaman kendimi bahçenin loş ışıklarının altına attım. Denizin kokusu aldığım nefeslerle beni sararken hiçbir kokuyu onun kokusuna değiştirmeyeceğimi bir kez daha anladım. Frezya kokulu kadın benim her şeyim. Uyuyakaldığı zaman zorlukla söylediği iki kelime hayatın bana verdiği en büyük hediye olduğunu kanıtlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/184432439-288-k842723.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
Romanzi rosa / ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...